Dalgakıran: Cari açığın asıl sebebi; yerli üretime güvenmeyen bürokrasi

03 Aralık 2012 Pazartesi 16:07
Dalgakıran: Cari açığın asıl sebebi; yerli üretime güvenmeyen bürokrasi






İSTANBUL (CİHAN)- Cari açığın 100 yılık tarihini yazan Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran, bu durumun sadece `enerjide dışa bağımlılıkla´ izah edilemeyeceğini söyledi. Sanayide kullanılan makinelerin yüzde 70´inin ithal edildiğinin altını çizen Dalgakıran, Biz 15 milyar dolarlık ihracat yapıyoruz makineciler olarak. Burada bürokrasiyi de yenemiyoruz, bir takım şirketlerdeki profesyonellerin kafasındaki algıyı da değiştiremiyoruz. Yerli üretime güvenmiyoruz. Cari açıkta asıl sebep entelektüel açığımızdır. dedi.

Dalgakıran Grup Yönetim Kurulu Başkanı ve Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran, Zaman Gazetesi Ekonomi Editörü Turhan Bozkurt´un sunduğu Skytürk360´ta yayınlanan Üç Nokta programına konuk oldu. Gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Dalgakıran, yakında yayınlayacağı bir kitap ile cari açığın 100 yıllık serüvenini gözler önüne sereceğini kaydetti.

Döviz kurunun artık her ülkeyi etkilediğini ve bir silah haline geldiğini belirten Dalgakıran, Amerika, Japonya başta olmak üzere herkesin ihracata odaklandığını kaydetti. Türkiye'nin ihracatı artsa da dünya ticaretinden aldığı payın artmadığına dikkat çeken Dalgakıran, Niçin artmıyor. Demek malımız; değerli, vazgeçilmez değil. Bu bir fikir verecektir. diye konuştu. Dalgakıran, Türkiye'nin cari açığında 100 yıldır aynı hikâyenin yaşandığını dile getirdi.

İstanbul Sanayi Odası'nın, Odalar ve Borsalar Birliği´nin (TOBB) çok sağlıklı mekanizmalar olmadığını düşünen Adnan Dalgakıran, sivil toplum kuruluşlarının devlet ile bağlantılı hareket etmesinin, onların etkinliğini ortadan kaldırdığını söyledi. Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği Başkanı, O zaman bürokrasi ve siyaset bu kurumlar üzerinde hakim oluyor. Yine bunlar ortak menfaat grubu oluşturuyor. Çünkü TOBB'a baktığımızda ithalatçı da orada, ihracatçı da orada. Bunlar birbirine zıt değil mi? Tavşan severler ile avcılar aynı kulüpte! Farklı menfaat toplulukları aynı kurumda bir araya geldiği için kurumlar Türkiye için bir vizyon ve fikir üretemiyor. şeklinde konuştu.

Türkiye´nin ihracatını ucuz işgücü avantajı ile 145 milyar dolar mertebesine çıkardığını ileri süren Dalgakıran, 10 büyük ekonomiden biri olmak için taklit edilemeyen mallarla dünyaya açılmak gerektiğini kaydetti. Ancak sanayide verimsizlik ve taklitçiliğin adeta devlet eliyle teşvik edildiğini savunan birlik başkanı, şöyle devam etti:

Almanya'da x konusunda 4 üretici varken, Türkiye'de 44 üretici var ve bunların sadece 3-4´ü çok iyi üretim yapıyor, diğerleri taklit edip merdiven altı üretim yapıyor. Sistem bu üreticileri destekliyor. Sonra sen bu adamla fuarda yan yana birbirine bakıyorsun. Onun hiç bir Ar-Ge'si yok. Biz 25 mühendis çalıştırıyoruz Ar-Ge´de. Senede 4 milyon harcıyoruz icat çıkarsınlar diye.

Adnan Dalgakıran, güç birliği projelerinin önemine değinirken, kendi kurduğu ve makine sektöründeki firmaların faydalandığı Ortak Satınalma Organizasyonu´nun (OSO) girdi maliyetlerini önemli ölçüde düşürdüğünü şu örnekle aktardı: Siz 2 takım elbise istiyorsunuz, bilgi işletim sistemimiz var bizim, bunlar toplanıyor ve bin kişi olduğunuz zaman 5 bin takım elbise alındığında indirim oluyor. Üyelerimizle OSO´da yer alanlar ortak malzeme alıyor. Bu şekilde pazarlık gücü doğuyor.
CİHAN
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.