Tepeler, çukurlar, vahalar, çöller aşılır günler geceler boyu.

Derken bir akşam üstü, Medine yakınlarında bir vahada çöktürülür develer. Paşa kervanı geceyi burada geçirecektir. Yükler indirilir, çadırlar kurulur, sofralar açılır, halılar yayılır, şilteler serilir..

Urfalı Şair Nabi, velinimeti Baltacı Mehmed Paşa’nın çadırında, hamisine son şiirlerini okumaktadır usul usul..

Paşa, deve sırtında geçirdiği günlerin yorgunluğuyla uyur-uyanık kendisi için hazırlanan şilteye uzanarak dinlemeye koyulur şairi. Farkında olmadan bacaklarını Medine-I Münevvere’ye doğru uzatır. Bu nahoş manzara canını sıkar şairin… Baltacı Paşa’yı edebe davet etmek gerektiğini düşünür, ama nasıl?..

Hamisine “edeb yahu” demek edepsizlik olacaktır.

Sonra, Paşa; ismi celalettin olmasa da, pek celalli bir insan. Canını yakacak bir sözle dostunu yerle bir edebilir.

Büyük şair, kaş yapayım darken göz çıkarmak istemez tabi. Bir müddet Paşa’nın ayaklarını toplamasını bekler umutla. Aradan kısa sayılmayacak kadar uzun bir zaman geçer. Ne var ki Paşa rahatını bozmadan uyur-uyanık dinlemeye devam eder şair dostunu.

Nabi Sevgili Peygamberinin mübarek makamına karşı yapılan bu saygısızlığa daha fazla dayanamaz. Ve o anda, belki de şiirle tanıştığı ilk günden o ana kadar ilk defa gönül diliyle seslenir hamisine.

Sakın terk-I edepten kuy-u mahbub-u Hudadır bu/

 Nazargah-ı ilahidir, makam-ı Mustafa’dır bu..

Mısralarına peşpeşe yeni mısralar eklenir. Şiirin sonuna doğru Baltacı Paşa şairin ince mesajını hisseder.  Edeple toplanır, doğrulur ve usulünce oturur. Sert bakışlarını Nabi’ye çevirir. Belli ki bozulmuştur; ama, zevk ve irfan sahibi bir idareci olan Paşa için okunan mısraların güzelliği de önemlidir. Yine de tecrübeli devlet adamı olarak tedbirli davranır, beğendiğini açıkça belli etmeden sorar:

“-Bu şiir yeni midir Yusuf Nabi?”

Nabi, Baltacı’nın mesajı aldığını anlar. Onun da tedbiri bir cilve olur.

-Pek sayılmaz Paşa Hazretleri.. Bizim oralarda muezzin efendiler Cuma salalarında bi mısraları okurlar..” der.

“-Medine-I Münevvere’de de okurlar mı?” diye üsteler Baltacı Mehmet Paşa. Şair Nabi;

“-Allahu alem okurlar Paşa Hazretleri” demek zorunda kalır. Baltacı Paşa daha fazla üstelemez.

-Varınca anlarız” diyerek konuyu kapatır.

Kafiledekiler yorgun bedenlerini dinlendirmek üzere yataklarına çekilirken, Şair Nabi kara kara düşünmeye başlar. Doğaçlama söylediği şiiri özenle kağıda geçirir. Bir yandan da Paşa’nın ‘Medine-I Münevvere’de de okurlar mı.” Sualinin cevabını düşünür. Birkaç gün ve gece bu minval üzere geçer.

Derken bir sabah, ezan öncesi dayanırlar Medine kapılarına.

Minarelerde müezzinler.. Müezzinlerin dillerinde bir şiir.. Şiirin her mısraında bir edep çağrısı, bir hikmet.. Hikmet sahibi şairin gözlerinde yaşlar yağmur sağnağı gibi… Tarifsiz bir heyecan.. Minarelerde yanık sesler yükselmekte perde perde..

Sakın terk-I edepten kuy-u mahbub-u Hudadır bu /

 Nazargah-ı ilahidir, makam-ı Mustafa’dır bu..”

Edebin şairi mazhar olduğu iltifat ve kerametten habersiz, ama ziyadesiyle hoşnut. Baltacı Paşa vesile olduğu harikuladelikten habersiz, ama meraklı ve şüpheci.

Namaz sonrası Medine’nin tüm müezzinleri Paşanın huzurunda toplanır.

Baltacı merakla sorar:

-Bu sabah okuduğunuz şiiri kimden ve nasıl öğrendiniz?..

Müezzinler endişeyle bakışırlar; anlatsak mı, anlatmasak mı tereddüdü için hepsi de. Sonra önceden sözleşmişcesine o gece gördükleri ortak rüyayı naklederler..

Devletlum” derler. “Dün gece sabaha doğru Hz. Muhammed (sav) rüyamıza girdiler. Bizi sabah namazına kaldırdılar ve bu şiiri ezberleterek bu Cuma sabahı salada okumamızı emrettiler. Yusuf Nabim bizi ziyarete geliyor. O’nu bu sala ile karşılayın diye buyurdular…

Bu mübarek günde el açıp dua edelim. Cenab-ı Allah Urfa’dan yeni bir Nabi çıkarır belki. Biz söyleyemedik ama, ihtimaldir bu son Nabi, adını mahyalara yazdıran eski valiye “host!..” der ve haddini bildirir belki.

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.