Başbakan Yıldırım: Türk ekonomisi artık eski yılların kırılganlığını geride bırakmıştır

Başbakan Yıldırım, "Son 15 yılda yakaladığımız siyasi istikrar ve uygulanan gerçekçi politikalar vesilesiyle Türk ekonomisi artık eski yılların kırılganlığını geride bırakmıştır ve bunu defalarca ispat etmiştir." dedi.

08 Eylül 2017 Cuma 23:31
Başbakan Yıldırım: Türk ekonomisi artık eski yılların kırılganlığını geride bırakmıştır






İZMİR (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, Torbalı Belediyesi ve Torbalı Ticaret Odası iş birliğiyle düzenlenen "Güçlü Ekonomi, Güçlü İzmir, Güçlü Türkiye Toplantısı"nda, yeni açılan İZBAN hattını kullanarak, 22 dakikada Selçuk'tan Torbalı'ya geldiklerini ifade etti.

İş dünyası temsilcileriyle bir arada olmaktan mutluluk duyduğunu söyleyen Başbakan Yıldırım, 94 yıl önce toplanan ilk İzmir İktisat Kongresi'nde, siyasi ve iktisadi bağımsızlığın ancak birlikte olabileceğini gören Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve cumhuriyetin kurucu kadrolarını rahmetle, minnetle andığını söyledi.

O günlerde daha rejimin adının bile konmadığını anlatan Yıldırım, savaş, yıkım, yokluk içindeki bir milletin ayağa kalkması ve refahın artırılmasının bugün bile örnek niteliği taşıdığına dikkati çekti.

Binali Yıldırım, ilk İzmir İktisat Kongresi'nde konunun bütün taraflarının söz hakkına sahip olmasının, "savaş şartlarında dahi müzakere, iş birliği ve ortak aklın hakim olduğunu" gösterdiğini belirtti.

Bugün siyasi ve ekonomik hamlelere, kurucu büyüklerin ileri görüşlülüğü, çok yönlü bakışı ve ortak akla verdiği önemin ışık tuttuğunu anımsatan Yıldırım, şöyle konuştu:

"Türkiye bugün baktığımızda dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisine sahip, en dinamik nüfusa sahip bir ülke. O günlerden bugünlere gelindiğinde artık ihracat odaklı büyüme, dev projeler, araştırma ve geliştirme ağırlıklı yatırımlar, yenilikçilik, güçlü kamu maliyesi, uluslararası ekonomi yönetiminin bir parçası olmuş Türkiye'den bahsediyorum. Son 15 yılda yakaladığımız siyasi istikrar ve uygulanan gerçekçi politikalar vesilesiyle Türk ekonomisi artık eski yılların kırılganlığını geride bırakmıştır ve bunu defalarca ispat etmiştir."

Ekonomiye, demokrasiye ve hukuka yatırım

Güçlü, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyümenin devamlı hale gelmesi gerektiğine dikkati çeken Binali Yıldırım, "İktisadi kalkınmanın ancak halk iradesine dayalı, demokratik bir siyasi düzende mümkün olabileceğini, ekonomiyle demokrasinin atbaşı gittiği, birbirinden ayrı düşünülemeyeceği gerçeğine inanıyoruz. Bu sebeple hem ekonomiye, hem demokrasiye hem de hukuka yatırımı birlikte yapıyoruz. Türkiye, Avrupa'dan Uzak Asya'ya kadar en dinamik ekonomiye ve nüfusa sahip. Türkiye gibi medeniyetlerin buluştuğu, Asya ile Avrupa'nın bir araya geldiği bu topraklar dünyanın tam merkezini oluşturuyor. Bu yeni değil asırlardan beri bu gerçek değişmiyor." ifadelerini kullandı.

Yıldırım, Türkiye'den 3 saatlik bir uçuşla 56 ülkeye ulaşmanın mümkün olabildiğini de hatırlattı.

'Türkiye'nin küresel fırsatlarının farkındayız'

Türkiye ve Anadolu topraklarının dünyanın tam merkezinde olduğunu kaydeden Yıldırım, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin merkezi değerinin, bölgesel ve küresel fırsatlarının ve aynı zamanda da sorumluluklarının farkındayız. Bunun için daha fazla katma değer üreten, küresel değer zincirinde üst basamaklara tırmanacak bir ekonomi için orta ve uzun vadeli planlarımız var. Kalkınmanının en önemli bileşeni yatırımdır. Türkiye'nin gelecek 15 yılındaki öngörüsünü buna göre şekillendiriyoruz. Ülkemiz önümüzdeki 10 yıl içerisinde sadece ulaştırma altyapı teknolojileri alanında 100 milyar doların üzerinde yatırım yapacak. Yine 100 milyar dolarlık sağlık, dönüşüm, sağlıkta kalite ve gelişim yatırımları yapacak. 100 milyar dolar üzerinde 'ICT' dediğimiz bilgi iletişim teknolojileri, sanal gerçeklik gibi geleceğin en önemli alanına, bilişim alanına yatırım yapacağız."

'Turizmde de canlanmanın yaşandığını görmekteyiz'

Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:

"Dünyanın en büyük 250 müteahhitlik firması içinde 46 tanesi Türk firması. Sayı itibarıyla Çin'den sonra ikinci, Çin'in parasal hacmi bizimkinden fazla. Müteahhitlerimiz 2016'da aldıkları ihale sayısında Almanya ve Japonya'yı geride bırakarak dünya yedincisi oldular. 2008'in sonlarında başlayan küresel kriz sonrasında 2010-2016 ortalama büyümemiz yüzde 6,7. İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sanayi Satın Alma Yöneticileri Endeksi ekonominin önemli bir göstergesidir. Ağustos ayında zirve yaptı yüzde 55,4'e yükseldi. İmalat sektörü de vites büyüttü. Buna bağlı olarak üretim, yeni siparişler ve istihdamdaki artış hızlandı."

Başbakan Yıldırım, Türkiye'nin IMF'nın yayımladığı satın alma gücü paritesine göre İspanya'yı da geride bırakarak dünyanın en büyük 13. ekonomisi olarak listede yer aldığını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"15 Temmuz tahribatının yavaş yavaş kalktığını ve turizmde de canlanmanın yaşandığını görmekteyiz. 2017'de yabancı turist ilk 6 ayda 2016'nın üzerine çıktı. Yüzde 14,5 artış var. Hala 2014 öncesini yakalayabilmiş değiliz. Maalesef 15 Temmuz alçak darbe girişimi, sadece demokrasimize, istiklalimize karşı değil aynı zamanda ekonomimize karşı yapılmış bir darbe girişimi olmuştur. Hala bunun olumsuz etkilerini görüyoruz."

'Bundan sonra odaklanacağımız şey teknoloji ve insan'

Başbakan Yıldırım, Türkiye'nin dört bir tarafına aktif olarak çalışan AR-GE merkezleri kurduklarını ve teşvik verdiklerini belirterek, şunları söyledi:

"Diğer odaklandığımız alan da insan kaynağı ve kapasitesi. Çünkü her yaptığımızı insanımız için, Türkiye için, İzmir için yapıyoruz. Genç, çalışkan, hırslı, talepkar bir nüfusumuz var. Yaş ortalaması 31, Güneydoğu'ya, Doğu'ya gittiğimizde 21'e düşüyor. Gelişmiş ülkelerin böyle bir kaynağı yok. Eğer bu kaynağı yerli yerinde kullanırsak, terörde, orada burada tüketmezsek, bizim önümüzde kimse duramaz. Gazı, petrolü olanlar var ama sefalet var. İnsan olmayınca hiçbir şey olmaz. Onun için biz 15 yıl boyunca hep insanı merkeze koyduk."

Muhabir: Efsun Yılmaz,Ali Korkmaz

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.