Necmettin Erbakan Üniversitesi, sağlam adımlarla ilerliyor
                            Melâhat ÜRKMEZ

Üniversite” dediğimiz zaman, bilimsel özerkliğe sahip, yüksek düzeyde eğitim, öğretim, bilimsel araştırma ve yayınlar yapan fakülte, enstitü, yüksekokul gibi kuruluş ve birimlerden oluşan bir yükseköğretim kurumu aklımıza gelir. Ve bu öğretim kurumlarında, her üniversite mensubunun, ülkenin diğer ülkeler arasındaki bugünkü konumundan kendilerinin ve dolayısı ile üniversitesinin sorumlu olduğunun şuuruyla hareket etmesini isteriz. Zira bir ülkenin gelişmişlik düzeyi ile üniversitenin gelişmişlik düzeyi arasında birbirini tetikleyen direkt bir ilişki vardır, birbirine paralel seyreder. Bununla beraber her birimiz, “Neden Türkiye'deki üniversiteler, gelişmiş ülkeler düzeyindeki gibi değiller? Başarı sıralamasında niçin ilk 100’e, ilk 50’ye hatta ilk 10’a giremiyoruz?” diye iç geçirmekten kendimizi alamayız. Bu serzeniş ve yakınmalarımızda da sanıyorum en belirgin sorunların başında kuruluş amacı ve faaliyet ilkeleri gelir.

İşte 21 Temmuz 2010 yılında Konya Üniversitesi adıyla kurulan daha sonra adı, Necmettin Erbakan Üniversitesi olarak değiştirilen NEÜ Rektörü Prof.Dr. Muzaffer Şeker, kurucu rektör olarak atandığı 10 Aralık 2010 tarihinden bu yana geçen sürede yaptıklarını Dedeman Otel’de düzenlenen basın toplantısında kamuoyuyla paylaştı.

Rektör Prof. Dr. Muzaffer Şeker, üniversitenin logosundan başlayarak, stratejik amaçlarına, Köyceğiz Merkez Kampüsü’ndeki inşaat çalışmalarına kadar bütün hizmetlerinin detaylarını, daha sonra da hedefleri hakkında önemli bilgiler vererek açıklamalarda bulundu. Burada yapılan güzel hizmetleri tek tek yazmayacağım, “nasıl olsa basından okumuşsunuzdur” diye düşünerek. Sadece şunu söylemek istiyorum: Her amaç ve hedef açıklaması, tatlı bir rekabet içinde üniversiteyi ulusal ve uluslararası arenada önemli bir yere getireceğinin sinyallerini veriyordu. Konya’mız için bir çivi çakan başımızın tacıdır. NEÜ’nün devam edecek hizmetlerinde Allah yâr ve yardımcısı olsun.

Sayın Prof. Dr. Muzaffer Şeker’in yaptıklarının yanı sıra amaç ve hedeflerini dikkatle dinledim. Yüzdeyle değerlendirecek olursak bana göre yüzde doksan beşi ülke ve Konya’mız adına çok olumlu ve güzeldi. Söylediğim gibi burada olumlu ve güzel bulduklarımı değil, bir-iki konuda, “Şöyle olursa daha verimli olur” şeklinde düşündüklerimi yazmak istedim.

Birincisi, “öğretim elemanlarının yaş ortalamasının düşürülmesi, gençleştirilmesi, emeklilik bekleyen öğretim üyeleri” konusu. Bu konuda şahsi ve genel düşüncem; üniversitelerde “gerçek bilim adamı” diyebileceğimiz, hayatını bilim ve araştırmaya adamış ve alanında parmakla gösterilebilecek profesörler ya da öğretim üyeleri var. Elbette genç öğretim üyeleri alınmalı. Bunun yanısıra yaşı 65-70 olmuş hocalarımıza da kapı gösterilmemeli. Bu değerlerimiz hiçbir zaman yeni göreve başlamış, genç bir öğretim üyesi ile kıyaslanamaz. Bilgi birikimi ve tecrübesi yıllar yıllar içinde oluşmuştur. Bu birikimlerden istifade etmek yerine “emekli edip, pasifize etmek büyük kayıp olur” diye düşünüyorum. Amerika, İngiltere gibi ülkelerde emekli olmuş profesörler, “Emeritus Profesör” titriyle onursal profesör olarak akademik çalışmalarını sürdürüyor. (Profesör Harold Ellis’i örnek olarak söyleyebiliriz) Bu hocalarımızdan en azından araştırma, tez çalışmalarında danışman olarak istifade edilebilir. Tabii sağlığı yerinde olan, kendisini bilime adayanlar için söylüyorum. Prof. olmuş ama “bir an önce emekli olsam” düşüncesinde olanları kasdetmiyorum zaten.

Bir diğer konu ise, alanında belki de uluslararası birikime sahip, pek çok önemli esere ve araştırmaya sahip, sürekli üreten ama yabancı dil, takvim, puan gibi prosedürler sebebiyle yardımcı doçent olmaktan öte gidemeyen, aslında pek çok profesörden çok daha fazla bilgiye sahip, üretken olan öğretim görevlileri de dikkate alınmalı, diye düşünüyorum. Bunlar, Rektör Prof. Muzaffer Şeker’in el atacağı meseleler mi yoksa daha üst mercilerin meseleleri mi bilmiyorum. Benimkisi sadece izlenim ve gözlemlerim. Konya’yı ve ülkesini seven; Konya ve ülke menfaatlerini, kendi menfaatlerinden de ön planda tutan, kendini bilime adamış hakiki bilim adamlarının çoğalması ve dolayısıyla uluslararası üniversiteler arasında ilklere taşınması niyazıyla…
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.