Melâhat ÜRKMEZ


2 Temmuz 2012 tarihinde yayımlanan "Necmettin Erbakan Üniversitesi, sağlam adımlarla ilerliyor" başlıklı köşe yazımdan dolayı, NEÜ Rektörü Prof.Dr. Muzaffer Şeker'in, telefonla arayarak incelik göstermelerinden ve konu hakkında bilgilendirmelerinden dolayı teşekkür eder, saygılarımı iletirim.  

Sayın Rektörümüzün, üniversitesi hakkında en küçük bile olsa bir aksamaya, zana ve eksikliğe yer vermeme itinası, üniversitesi hakkında göstermiş olduğu bu titizliği bana Mimar Sinan'ı hatırlattı. Hani hep anlatılır; Süleymaniye Camii'nin inşası tamamlanıp, ibadete açılacağı gün, herkes toplanmış ve hayranlıkla karşılarındaki sanat şaheserini seyretmektedir.
Bir çocuk, "Aaa şu minareye bakın nasıl eğri!" diye bağırır. Bunu duyan Mimar Sinan bir çocuğun gözünde bile olsa doğru olarak kalması için minareye halatlar attırarak, çocuk, "Tamam, minare doğruldu" diyene kadar halatlarla çektirmesi ve "eğri" kanaatini ortadan kaldırması...

Sayın Rektörümüz de Mimar Sinan misali kafamdaki "eğri" daha doğrusu "eksik" kanaatini sildi.

Şöyle ki; köşe yazımda, Prof.Dr.Muzaffer Şeker'in kurucu rektör olarak atandığı tarihten bu yana geçen sürede yaptıklarını Dedeman Otel'de düzenlenen basın toplantısında kamuoyuyla paylaşmasını anlatmıştım.
Yaptıkları yapacaklarının göstergesi olarak üniversiteyi ulusal ve uluslararası arenada önemli bir yere getireceğinin sinyallerini verdiğinden bahisle, "Konya'mız için bir çivi çakan başımızın tacıdır" diyerek, basın toplantısını özetle değerlendirmiştim; "Yüzdeyle değerlendirecek olursak bana göre yüzde doksan beşi ülke ve Konya'mız adına çok olumlu ve güzeldi. Burada olumlu ve güzel bulduklarımı değil, bir-iki konuda, "Şöyle olursa daha verimli olur" şeklinde düşündüklerimi yazmak istediğimi belirtmiştim. Birincisi, "hedefin öğretim elemanlarının yaş ortalamasının düşürüleceği, gençleştirileceği, emeklilik bekleyen öğretim üyelerinin emekliye ayrılacağı" konusuydu.
Bu konuda düşüncem; üniversitelerde "gerçek bilim adamı" diyebileceğimiz, hayatını bilim ve araştırmaya adamış ve alanında parmakla gösterilebilecek profesörler ya da öğretim üyeleri var. Elbette genç öğretim üyeleri alınmalı.
Bunun yanısıra yaşı 65-70 olmuş hocalarımıza da kapı gösterilmemeli. Bu değerlerimiz hiçbir zaman yeni göreve başlamış, genç bir öğretim üyesi ile kıyaslanamaz. Bilgi birikimi ve tecrübeleri yıllar yıllar içinde oluşmuştur. Bu birikimlerden istifade etmek yerine "emekli edip, pasifize etmek büyük kayıp olur" diye düşünüyorum, demiştim. Amerika, İngiltere gibi ülkelerde emekli olmuş profesörler, "Emeritus Profesör" titriyle onursal profesör olarak akademik çalışmalarını sürdürüyor. (Profesör Harold Ellis'i örnek olarak söyleyebiliriz) Bu hocalarımızdan en azından araştırma, tez çalışmalarında danışman olarak istifade edilebilir.
Tabii sağlığı yerinde olan, kendisini bilime adayanlar için söylüyorum. Prof. olmuş ama "bir an önce emekli olsam" düşüncesinde olanları kasdetmiyorum zaten.
Bir diğer konu ise, alanında belki de uluslararası birikime sahip, pek çok önemli esere ve araştırmaya sahip, sürekli üreten ama yabancı dil, takvim, puan gibi prosedürler sebebiyle yardımcı doçent olmaktan öte gidemeyen, aslında pek çok profesörden çok daha fazla donanımlı, üretken olan öğretim görevlileri de dikkate alınmalı, diye düşünüyorum." demiştim.

Sayın Rektörümüz, yazım yayımlandıktan sonra incelik göstererek, yukarıda bahsettiğim konularda şu ifadelerle bilgi verdi; "Daha önce YÖK bu konuda bir çalışma yaptı. Neler olduğu tam belli değil. Yusuf Ziya Özcan başkanlığındaki ekip çalışmasının son hali bilinmiyor. Yeni başkan Gökhan Bey tarafından sürdürülen, tüm rektörlerin katıldığı bir toplantı Gebze'de gerçekleşti. Bu toplantının birisi Konya'da yapıldı, 29 üniversite rektörü geldi. 10 gün önce Ankara'da bir çalıştay gerçekleşti. Yarın(06.07.2012) da Ankara'da bir çalıştay yapılacak. Bu çalıştaylarda, bu konuda benim belirttiğim görüşlerim: Devlet kadrolu olarak akademik istihdamdan vazgeçilmeli. Uluslararası alanda olduğu gibi esnek ücretlendirme politikasıyla, kişinin özelliklerine ve çalışmasına göre istihdam etmeli." dediğini belirterek, istihdam politikasını önerdiğini söyleyerek, "Kişinin verimine göre değerlendirmeli, iş tanımı, ücreti ve kontratın süresi esnek olmalı. Bu bazı alanlarda net ortaya çıkıyor. Bazı alanlarda akademisyen bulunamıyor. Alanında nadir bulunan bir akademisyen ile ünvanın gerektirdiği bir akademisyen, ücretlendirme konusunda da mutlaka değerlendirilmeli" diyerek görüşlerini ekledi. 65-67 yaşına gelmiş öğretim görevlilerimizden bazılarının, emeklilik yaşı gelmiş ama hâlâ üreten bilime katkı sağlayanları var, diyerek bir anısını da anlattı.
Bir gün Gazi Yaşargil ilerlemiş yaşına rağmen iki saat hiç durmadan kendilerine ders anlatmış. Biraz ara verdikten sonra tekrar anlatmaya devam etmiş. Bu anısını anlatırken, Yaşargi'lin performansını vurguladı ve böylesi değerli bilim adamlarımızın üniversitede kalmasını istediklerini belirtti. Kısaca Mimar Sinan misali kafamdaki "eğrileri" demek yanlış olur, "eksiklikleri" giderdi. Dolayısıyla benim gibi düşünenleri... Zira bu yazım yayınlandıktan sonra Konya ve Konya dışından(Konya Postası'nda yayımlanan yazılarım, skyturk.net'te de yayımlanıyor) çok fazla sözlü ve telefonla dönüt aldım. Hatta konuyu siyasileştirenler, "Başbakan aydın, bilim adamı istemiyor, diplomalı cahiller, koyun sürüsü istiyor" diyenler de vardı. Sayın Rektörümüzün verdiği bilgiler, üniversitelerin hinterlandında "nasıl daha başarılı oluruz" çalıştaylarının bir tablosu niteliği taşıyor. "Halka hizmet Hakk'a hizmettir" denir ama bence, "İlime, bilime hizmet daha çok Hakk'a ve halka hizmettir" NEÜ asıl amaç ve ihtiyacı olan ruh ve heyecanı Sayın Rektörün mümtaz şahsiyetinde bulduğunu düşünüyoruz. Üniversitelerimizin uluslararası sıralamalarda ilklere gelmesi hepimizin niyazıdır.


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.