Kılıçdaroğlu: Yunanistan'ın işgal ettiği adaları geri alacağım

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kocaeli’nde STK temsilcileri ve muhtarlarla buluştu. Kılıçdaroğlu, asgari ücretin yeni yılda net 2 bin lira olması gerektiğini ifade etti.

23 Aralık 2017 Cumartesi 15:29
Kılıçdaroğlu: Yunanistan'ın işgal ettiği adaları geri alacağım






Kılıçdaroğlu: Yunanistan'ın işgal ettiği adaları geri alacağım


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yunanistan'ın Ege'de işgal ettiği ve silahlandırdığı adaları 2019'da geri alacaklarını söyledi.

Bir dizi programlara katılmak üzere Kocaeli’ne gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ilk olarak Gölcük ilçesinde STK temsilcileri ve muhtarlarla bir araya geldi. Bir ortak hedeflerinin olduğunu belirterek sözleriyle başlayan Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir ortak hedefimiz var. Daha güzel Türkiye’de yaşamak. Bayrağımızın altında, bu güzel vatanda huzur içinde yaşamak. Siyaseti sadece bunun için yapıyorum. Bu ülkenin insanı huzur içinde yaşasın, her evde tencere kaynasın. Her evde bereket, huzur olsun. Herkesin kimliğine saygılıyım. Herkesin yaşam tarzına saygılıyım. Biz birbirimiz ile huzur içinde yaşamak zorundayız. Birlikte huzur içinde yaşarsak, birlikte oturup, konuşursak ne mutlu bize" dedi.

"Biz mütevazi bir evde yaşadık"

7 kardeş olduklarını hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, "Saraylarda yaşamadık. Mütevazı bir evde yaşadık. Topraktan evlerde oturduk. Eşit fırsat imkanı sağlandı, kuş uçmaz kervan göçmez bir köyden geldik CHP genel başkanı olduk. Devletin en önemli makamlarına geldik. O yüzden tarihimize de saygı duyduk. Mücadele eden herkese saygı duyduk. Şehit ve gazilerimizi de şükranlar borçluyuz" diye konuştu.

Muhtarların sıkıntılarını anlatan Kılıçdaroğlu, "Aramızda çok sayıda muhtar arkadaşım var. Bu topraklarda, yapılan ilk seçim 1833 yılında Kastamonu Taşköprü’de yapılan bir muhtarlık seçimidir. Muhtarlar demokrasinin temel taşıdır. Partili olarak değil, kendisi çıkar. Uygarca yarışırlar ve bir kişi seçilir muhtar olur. Muhtarlığın güçlendirilmesi, bir anlamda demokrasinin güçlenmesi anlamına gelir. 81 kanun, 332 maddede muhtar sözü geçer. İlk yapacağımız bağımsız bir muhtarlar kanunu olması lazım. Muhtar eline alınca, ‘benim kanunum budur’ diyecek. Bu çalışmayı yapıyoruz. Seçimle gelen herkesin yeri var, bir tek muhtarın yeri yok. Öyle bir proje geliştirilmeli ki, nereye giderseniz gidin, muhtarlık olduğu anlaşılmalı. Kim seçilirse seçilsin, bilmeli ki muhtarlık binası burası. Özellikle belli sayıda, vatandaşın seçtiği muhtarlar, belli büyüklükte olan muhtarlıklara belediyenin bir eleman tahsis etmesi lazım. Çapı ya da nüfusu fazla olan yerlerde muhtar tek başına yeterli olamaz. Bu belediyenin inisiyatifi ile değil, muhtarlık kanununda olması lazım. Mahalle ile ilgili karar alınıyor, muhtarın haberi yok. Kanunda bir madde olması lazım. Belediye burayla ilgili karar alıyorsa, o mahallenin muhtarının, o belediye meclisi toplantısında söz ve karar sahibi olmasın lazım. Biz muhtarlığı laf olsun diye savunmuyoruz. Belediyelerde emlak vergisi toplanır. Tamamını belediye başkanlığı alır, aynı mahallede siz de seçildiniz, o zaman toplanan emlak vergisinden belli bir payın muhtarlığa ayrılması lazım. Bu parayı muhtarlar yoksul aileler için kullanabilir. Siz o payın hesabını vereceksiniz. O payı alacaksanız, o mahallenin yoksulu var ise ona yardımı muhtarlar yapacak. Kaymakam değil. Muhtar parti ayrımı yapmaksızın herkese götürür. Muhtarlar güçlendikçe, bu ülkede gerilim olmaz. Herkes huzur içinde yaşar. İlk başvurulan kişi mahallede muhtardır" şeklinde konuştu.

"Millilik tek kum tanesine bile sahip çıkmaktır"

Yunanistanlı Savunma Bakanı ile girdikleri diyalogdan bahseden Kılıçdaroğlu, "Ege adalarının 18’ini işgal etti. Dile getiriyorum. Benim her söylediğime laf yetiştiriyorsun, bu bir ada ile ilgili cümle kur. Yunanistan savunma bakanı bana, ‘gel de al' diyor. 2019’da geleceğim. O adaların tamamını alacağım. Bir dönem bunlar Kıbrıs için de ‘gel al’ diyorlardı, rahmetli Ecevit çıktı gitti aldı. Nokta. Korkudan cevap dahi veremiyor. Süleyman Şah Türbesi'ni kendi topraklarımızdan kaçırdık. Kimse bana millilikten bahsetmesin. Ben orada gerekirse şehit olurum ama toprağımı korurum. Vatanım için her şeyi yaparım. Ege adalarının 18’e Yunanlılar askeri birliklerini kuracaklar, ben bunu dile getireceğim, tek bir cümle etmeyeceksin. Hani milliydi bu işler. Millilik tek kum tanesine bile sahip çıkmaktır" dedi.

Gazilere de seslenen Kemal Kılıçdaroğlu, "Gazi olup, vücudunda mermi taşıyan ama gazi sayılmayanlar var. Bunların diğer gaziler gibi aynı şartlara tabi olması için kanun teklifi verdik. Şehit ve gazilerimiz arasında ayrım yapılıyor. Şehit şehittir, gazi gazidir. Bunların ayrımı olmaz. 15 Temmuz’da gazi olanlara daha fazla, terörde dağda, eksi 30 derecede kurşun yiyenlere daha az maaş. Bunun giderilmesi içinde biz kanun teklifimizi verdik. Parlamentonun gündeminde. Bunu hep birlikte takip edelim. Şehitlerimiz, gazilerimiz bir toplumun onurudur. Bir toplumun onlara ayrıcalık tanıması, sizi değil o toplumu yüceltir" diye konuştu.
Asgari ücretin net 2 bin lira olması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Daha önce bin 500 olsun dedim, kıyamet koptu. Bizim tüm belediyelerimizde net bin 500 lira. Erzurum’un en küçük Çat belediyesi asgari ücreti yapıyorsa, hükümet bunu niye yapamıyor. Asgari ücret net 2 bin olmalı. ’Para bulamayız’ diyorlar, para var kardeşim, Türkiye zengin bir ülke. Bu para fazlaysa, o zaman bakanlar, vekiller bir ay iki bin lira ile geçinsinler. Sanki iki bin lira çok fazla" ifadelerini kaydetti.

‘İzmit Büyükşehir’ gafı

Konuşmanın sonunda Kocaeli’ne değinen Kemal Kılıçdaroğlu, "Allah’ın izniyle, sizlerin katkıları ile buranın büyükşehir belediye başkanlığını alacağız. İzmit Büyükşehir Belediyesinin sahip olduğu mali imkan, hiçbir belediyede yok. Kocaeli’nin haline bakıyorum ve üzülüyorum. 5 yıl yetki verin, burayı Paris yapacağız. Leyla Atakan Kocaeli’ni tüm Türkiye’ye tanıttı. İnşallah Kocaeli’ni tüm dünyaya tanıtacağız" şeklinde konuştu.

Konuşmasının sonunda Kılıçdaroğlu’na bir vatandaş çizdiği resmi hediye etti.

İŞTEN ATILAN İŞÇİLERİ ZİYARET ETTİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmit'te bulunan bir fabrikanın işten çıkardığı işçileri ziyaret etti. Sendikalı oldukları gerekçesiyle 80 işçi işten çıkarılırken, Kılıçdaroğlu fabrikanın önünde eylem yapan işçilerle birlikte çay içip, sorunlarını dinledi. Örgütlenme hakkının anayasal ve evrensel bir hak olduğuna değinen Kılıçdaroğlu, işçilerin bu hakkı elde edebilmek için büyük bedeller ödediğini söyledi. İşçilerin örgütlenmesi ve buna karşılık işverenin de işçilerin işine son vermesinin bir anayasa ihlali, hukuk ihlali olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Örgütlenme aynı zamanda birlikte yaşama, birlikte mücadele etme, Türkiye'yi büyütme mücadelesi anlamına da gelir. Bu açından işçi arkadaşlarımız örgütlenmesi ve buna karşılık işverenin de işçilerin işine son vermesi bir anayasa ihlalidir, bir hukuk ihlalidir, insan hakları ihlalidir. Mücadelenizi desteklemek için ben buraya geldim, evet mücadelenizi yapın. Biz işçiyle, işvereni karşı gruplar olarak hiç görmedik. Tam tersine işçi ve işveren bir arada ortak mücadele veren, üreten, Türkiye'yi büyütmek için mücadele eden gruplar olarak gördük. Ama işverenin de şu gerçeği kabul etmesi lazım, işçi çalışıyor alın teri döküyor, örgütlenmek istiyor, daha iyi yaşam standardını yakalamak istiyor. Yani işçi köle olmak istemiyor. İşçi çalışarak, üreterek, alın terinin karşılığını almak istiyor. Dolayısıyla örgütlenmeden hiç kimsenin çekinmemesi ve korkmaması gerekir."

Kılıçdaroğlu, Türkiye'de işçilerin örgütlenme özgürlü olduğunu belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:

"Türkiye'de gelip üretim yapmak istiyorsanız, Türkiye'de işçilerin örgütlenme özgürlüğü var ve herkesin de bunu kabul etmesi lazım. Ayrıca işçilerin kendi taleplerini, kendi beklentilerini elbette ki sendika aracılığıyla işverene bildirecektir. İşveren oturacaktır sendikayla masaya işçilerin hakları, beklentileri, arzuları neyse oturarak ortak akılla çözülecektir. Dolayısyla sendikayı tek tek yok edeyim, her bir işçiyi karşıma alayım eğer bir işçi itiraz ederse onu da kapının önüne koyayım anlayışı 19. yüzyılın, 18. yüzyılın orta çağ anlayışıdır. Dolayısıyla bizim bu anlayıştan yana tavır takınmamız mümkün değil. Biz CHP olarak halkın, işçinin, emeklinin, emekçinin partisiyiz. Dolayısıyla kim örgütlenme için mücadele ediyorsa, biz o mücadeleyi de sonuna kadar destekleyeceğiz."

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.