Bir bayram günü...

Bütün çocuklar bayramlık elbiselerini giymiş neşe içinde gülüp oynuyorlar. Bişr, başını ellerinin arasına almış, anne ve babasını düşünerek bir köşede sessiz sessiz ağlıyor..

Üstü başı perişan. Sabahtan beri midesine bir lokma girmemiş. Kendi kendine:
“- Şimdi bana kim sahip çıkacak? Kim karnımı doyurup bayramlık elbiseler alacak?” diye düşünüyor.

Tam o sırada, Sevgili Peygamberimiz de oradan geçiyor. Çocukları çok seven Allah Rasulü onların sevincini seyrederken birden Bişr dikkatini çekiyor. Hemen onun yanına gidiyor.

“- Yavrucuğum! Niçin ağlıyorsun? Nedir derdin? Neden arkadaşların gibi sen de gülüp oynamıyorsun? diye soruyor. Bişr başını kaldırmadan:
- Ben ağlamayayım da kim ağlasın! Bütün çocuklar, bu güzel günde bayramlık elbiselerini giyip anne ve babasıyla bayramlaştılar. Benim babam bir savaşta şehit oldu. Annem ise bir başkasıyla evlendi. Üvey babam yanlarında kalmama izin vermedi. Şimdi yapayalnız kaldım. Arkadaşlarıma bakıyorum hepsinin ailesi var. Onlar, anne-baba dedikçe benim içim yanıyor. Benim de annem-babam olsaydı, ben de gülüp oynardım” diyor ve o ana kadar içinde hapsettiği hıçkırıklarını salıveriyor.
Bişr'ın bu çaresiz durumu karşısında, bir şefkat ve merhamet abidesi olan sevgili Peygamberimizin yüreği sızlıyor.

Mübarek gözleri yaşlauyor. Bişr'ın saçlarını ipek tenli nurlu elleriyle okşuyor.
“- Bak yavrum, diyor,

İster misin, ben senin baban olayım? Aişe annen, Ali amcan, Fatıma, Hasan ve Hüseyin de kardeşlerin olsun!.

Kendisiyle konuşanın Peygamber Efendimiz olduğunu anlayan Bişr, büyük bir sevinçle:
 “- Tabiî ki yâ Rasulallah!” diyerek O'nun mübarek eline sarılıp öpüyor.
Daha sonra birlikte Cenab-I Peygamberin evine doğru yola çıkıyorlar.
Bişr'in mutluluktan içi içine sığmıyor… Yolda yürürken sanki Hz. Peygamberin mübarek elinden Bişr'in küçücük kalbine ılık ılık sevgi ve mutluluk akıyor.

Eve geldiklerinde herkes Bişr'e yakın ilgi gösteriyor. Onu güzelce giydirip karnını doyuruyorlar. Onunla sohbet edip şakalaşıyorlar.

Bişr, dünyanın en mutlu insanı oluyor o anda. Kaybettiği bütün mutluluklar, birden geri dönüyor adeta.

Bir müddet sonra izin alarak tekrar arkadaşlarının yanına gidiyor. Artık yüzü gülüyor, yaş dolu gözleri neşe saçıyor. Arkadaşlarının arasına katılıyor ve onlarla birlikte oynamaya başlıyor. Ondaki bu ani değişikliği fark eden arkadaşları, merak edip Bişr'e:

- Ne oldu sana? Daha birkaç saat önce ağlıyordun. Üstünde eskimiş elbiseler, ayağında paramparça olmuş bir ayakkabı vardı. Şimdi ise oldukça güzel elbiseler giymişsin. Üzüntülü hâlin gitmiş, çevrene neşe saçıyorsun. Sendeki bu değişikliğin sebebi nedir?” diye soruyorlar..

Bişr, sevgiyle parlayan gözleriyle arkadaşlarına bakıyor gülümseyerek:
“- Benim yerimde olsaydınız siz de sevinirdiniz. Ben açtım, şimdi karnım doydu. Giysilerim eskiydi, şimdi yenilendi. Hiç kimsem yoktu, şimdi ise Peygamberimiz (s.a.s.) babam, Aişe (r.a) annem, Ali (r.a) amcam, Hasan-Hüseyin (r.a) ve Fatıma (r.a) da kardeşlerim oldular. İşte bu yüzden çok sevinçliyim” diyor.

Yılda iki kez ayağınıza gelen bu fırsatı kaçırmayın saygıdeğer büyükler!.
Canınızdan kanınızdan birer parça olan torun veya evlatlarınızdan başlayarak bir çocuğu sevindirebilirsiniz. Pahalı giysiler, oyuncaklar almanıza; avuçlarına bir tomar para sıkıştırmanıza gerek yok..

Kurutulmuş et yiyen Kureyşli Kadın’ın oğlu”na iman eden müslümana yaraşır mütevazilik ile ve yine O’nun; O gaye, ufuk ve insan Peygamber’in “Çocuklarınızı çok öpün, çünkü her öpücük için size Cennette bir derece verilir. Melekler öpücüklerinizi sayarlar ve sizin defterinize sevap yazarlar.” hadislerine  uygun davranmanız yetecektir inanın.

Gazze’nin, Filistin’in, Kerkük’ün, Tuzhurmatu’nun, Musul’un, Doğu Türkistan’ın, Myanmar’ın yetimlerine ve öksüzlerine bir çift çorap ile de olsa insan elini uzatabilirsin!..

Unutmayın, onlar da bizim çocuklarımızdır, bize emanettir!..

Ve her biri ayrı renkte açan ayrı koku saçan birer çiçektir!..

Sizin sevginizle yeşerecek, büyüyecektir!..

 

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.