EYVAH ÖLEN BENMİŞİM!..

Had Taşı” nedir ya da ne demektir bilir misiniz.
Orta Anadolu’da “Sapıtma Taşı” olarak da anılır.
Bilmemeniz imkansız; kimden ve neden yana olursanız olun; 17 Aralık 2013 sabahında ülke ve millet olarak kafamızı yarıp kanatan taşı tanımamanız mümkün değil.
                    ***
Vakti saati geldiğinde ve istese de istemese de herkes tanışır bu gerçekle. Ne var ki gerçeği yaşayan bunu anlayamaz, bilemez ve hissedemez.
Olanı biteni tribünden seyrettiğini zanneder sadece.
Teneşir denilen tahta boylu boyunca uzatılıp yıkanarak yunulanın kim olduğunu düşünmez. Yakasız beyaz gömlek giydirilenin kim olduğuyla ilgilenmez bile. İlgilense bile görmez, gorse bile tanımaz.
Öldüğünü anlayamaz; ölen kişi kendisi olduğu halde, o ölen kişiyi tanımaz. Merak eder; 'Allah rahmet eylesin' der kendi kendine, hatta sağındaki solundaki insanlarla muhabbet bile eder. Ama bu muhabbetden onların haberi olmaz. 'Kim ölmüş?' diye sorar eşine dostuna. Ama cevap alamaz ve kimin öldüğünü bilemez. Tüm bu zaman akışı içerisinde ölen kişinin toprağa verilmesi için gerekli tüm eylemleri ve işlemleri tek tek görür.,
Cemaat ile birlikte kendi cenaze namazını bile kılar, dua eder, aminler çeker ama o an bile kimin öldüğünü hala bilmez ve bulamaz.
Defin safhası da farklı olmaz.
Cemaatle birlikte mezarlığa gider. Etrafında ağlayanlar ile ağlar, üzülür fakat o an bile kimin öldüğünü bilemez.
Cenazenin defni durumunda yine defn ediliş şeklini görür üzüntüyle bakar; kefene sarılmış bir insan işte ama kim? Bilmez, bilemez. Ölen kişiyi, kendisi için eşilen o çukura koyarlar bunu da görür. Ölen kişiyi başı batıya bakacak şekilde koyarlar ve en son baş kısmı son dirilişte irkilme olacağı için baş kısmının üstüne ‘had’ yahut ‘satıma’ taşı’ diye bir taş yada odun vari kalın ve dayanıklı birşey yerleştirirler. Bunların hepsini bir bir görür ölen, ama yine de anlayamaz bilemez ölenin kendisi olduğunu.
Mezar işi tamamlandığında toprakla üstü kapandığında artık başsağlık dilekleri ve örf adet geleneklere göre son selamlaşmalar yapılır ve yavaş yavaş cemaat mezardan uzaklaşmaya başlar.
Herkes bir Fatihasını okur ve gider, gerek tek gerek topluca terkederler orayı. İşte o an ölen de gidenlere katılmak ister.    
Ancak gidemez; ayakları kilitlenir, dili lal olur birşey diyemez.
Gidenlerin arkasından ‘beni de alın ben de geleceğim” der gibi yapar; hatta bağırır ama kimse duymaz, kimse görmez.
Son çırpınışları da fayda etmez.
Son bir gayretle kaldırır kafasını  ve alrı o taş'a değer. Bu ölenin son irkilmesi olur. O an anlar ve kendi kendine haykırır.
-Eyvah!.. Ölen benmişim!..
                        ***
“Had Taşı” nedir ya da ne demektir bilir misiniz.
Orta Anadolu’da “Sapıtma Taşı” olarak da anılır.
Bilmemeniz imkansız; kimden ve neden yana olursanız olun; 17 Aralık 2013 sabahında ülke ve millet olarak kafamızı yarıp kanatan taşı tanımamanız mümkün değil.
Ülkemize, milletimize ve tüm insanlığa hayırlar getirmesi dileğiyle bütün okurlarımın yeni yılını tebrik ediyorum.

 

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.