Malı ve arkadaşlığı bereketli sahabe; Hz. Ebubekir

Ramazan ayında İslam'a hizmeti Rasulullah yanında malı ve canıyla sabit duruşu ile yeniden hatırlanması gereken bir sahabe... Peygamberimizin arkadaşı.. İslam'ın halifesi.... Doğruluğu ve hakikati temsil etmesiyle Sıddık adıyla anılan sahabe... İslam ordularının komutanı.. Mescidde Hz. Peygamberine vekili... En önemlisi hayattayken Cennetle müjdelenmiş on sahabeden biri... Hz.Ebubekir

13 Haziran 2017 Salı 16:29
Malı ve arkadaşlığı bereketli sahabe; Hz. Ebubekir






Ebu Bekr-i Sıddık
 
Hz. Ebubekir Hz Peygamberin en yakın dostu idi. Cennetle müjdelenen on sahabinin birincisidir. Hz. Peygamberimize sonsuz sadakat ve sevgisi vardı. Peygamber Efendimiz de onu çok severdi. İslama inanmakta ve canını malını feda etmekte ashabın önde geleniydi.
Cahiliye döneminde bile temiz kalmış, asla putlara tapmamış ender Mekkelilerdendi. Tacir olarak geniş bir kültüre sahip olan Hz EbuBekir, dürüstlüğü ve takvası ile ashabın içinde özel bir yeri vardı. Sabrı, sadakati, yumuşak huyluluğu, çok düşünüp az konuşması ile görüşlerine başvurulacak kimselerdendi. Mekkeliler ona güvenir, kabileler birbirleriyle olan anlaşmazlıklarında onun hakemliğini isterlerdi.
Mekke’de zulmün ve puta tapıcılığın alıp gittiği bir zamanda Peygamberimiz kırk yaşında iken Vahiyle tanıştı. Hira dağından dönen Hz. Muhammed, Allahın elçisi olduğunu söyleyip ‘Yaratan Rabbinin adıyla oku’ ayetini okuduğu zaman Hz. Ebubekir, ‘Allah’ın birliğine ve senin onun Rasulü olduğuna iman ettim’ demekte tereddüt etmedi. Hz. Hatice’den sonra Rasulullah’a iman eden ilk kişi oldu. Bütün hayatı boyunca canıyla malıyla islama hizmet etti; her zaman Peygamberimizin yanında yer aldı.
Hz. Ebubekir yeni Müslüman olmasının aşk ve şevkiyle Mescid’i Harama vardığında dayanamayıp, müşrikler tarafına dönerek seslendi:
-Bütün kainatın yaratıcısı olan Allahü tealayı bırakıp niçin bu aciz putlara tapıyor, onlara yüz sürüyorsunuz. Gelin, Allah’a ve O’nun Resülü Muhammed Aleyhisselama iman edin!
Bunun üzerine müşrikler, hep birlikte üzerine yürüdüler. Onu dövdüler. Kabilesinden bazı kimseler onu baygın  halde evine götürdüler. Uyandığında ilk işi Rasulullah’ın nasıl olduğunu sormak oldu.  
Hz. Peygamberin bir gece Mekke’den Kudüse oradan Sidretül Münteha’ya  -yedi kat gökler alemine- gittiği İsra ve Mirac hadisesini duyan müşrikler bunu Hz. Ebubekire yetiştirdikleri zaman Hz Ebubekir peygamberimizi tasdik etmiş, ‘o dediyse doğrudur’ demiştir. Bu sözünden sonra Ebubekir’e, ihlaslı, asla yalan söylemeyen, özü doğru, itikadında şüphe olmayan anlamında Sıdık lakabı verildi.
Müslüman olduktan sonra çevresine, dostlarına ve Mekke’nin güçlü kabilelerinden bazı tanıdıklarına İslamı tebliğ etti. Onun sayesinde pek çok kimse Müslüman oldu. Rasulullah’ın yanında yer aldı. Mekke’de İslamın tebliğ edildiği o zor günlerde fakirlerin, yoksulların ‘Allah birdir’ dediği için müşriklerin işkencelerine uğradığı bir dönemde Hz. Ebubekir, servetini eziyet edilen köleleri satın alıp azad etmekte kullandı. Aralarında ‘peygamber müezzini’ diye anılan Hz. Bilal’in de olduğu pek çok sahabe onun sayesinde işkenceden kurtuldu.
Medineye hicret emri gelip Rasulullah’la beraber hicret edeceğini öğrenince sevinçten ağlamaya başlamıştı. Kur’an’ın tabiriyle ‘o ne iyi arkadaştı’. (Nisa suresi 4/69) Rasulullah ile beraber hicret yolculuğuna çıkan Ebubekir, Sevr mağarasında Müşriklere karşı yanlarında Hz.Allah bulunuyordu. Ebubekirin müşrikler tarafından yakalanma endişesine Rasulullah ‘Üzülme Allah bizimledir’ (Tevbe 104/40) teslimiyetiyle cevap vermişti.
Üç gün mağarada kaldıktan sonra müşriklerin takibinden kurtulup Medine’ye ulaşan bu iki Allah dostu İslam medeniyetinin temellerini Medine’de attılar. İlk olarak Mescid’i Nebi’nin inşası için çalıştı. Müşriklerle Mekkeli Müslümanların ilk savaşı olan Bedir savaşında Rasulullah’ın yanından hiç ayrılmadı. Bir ara savaşın şiddetinden gözleri yaşaran Hz Ebubekir’e Rasulullah:
-‘Ya Ebubekir, ağlama! Arkadaşlığı ve malı bana senden daha bereketli olanı yoktur’ buyurdu.
Hz. Ebubekir, imanda ve İslami teslimiyette ashabın önde geleniydi. O dini kuvvetlendirmek için malını vermekte ve düşmana karşı cihat etmekte tereddüt etmedi. Savaşlarla ve bir İslam medeniyeti kurma gayretleriyle geçen Medine döneminden sonra bu iki dostun ayrılık vakti geldi. Hz. Peygamber, Hicretin 11. yılında hastalandı; Mescidi Nebeviye gidemez oldu, ümmetinin imamlığını Hz. Ebubekir’e devretmişti. Birkaç baygın geçen günlerden sonra vefat etti.
Hz. Ebubekir,  Rasulullah’ın vefat haberini duyar duymaz hemen geldi. Rasulullah’ı alnından öptü ve ‘Anam babam sana feda olsun ya Rasullullah. Ölümünde de yaşamındaki kadar güzelsin. Senin ölümünle peygamberlik son bulmuştur. Şanın ve şerefin o kadar büyük ki, üzerinde ağlamaktan münezzehsin. Ya Muhammed, Rabbinin katında bizi unutma hatırında olalım… dedi. Sonra dışarı çıkıp;
-Ey insanlar Allah Birdir, Ondan başka ilah yoktur, Muhammed onun kulu ve elçisidir. Allah apaçık hakikattir. Muhammed’e kulluk eden varsa, bilsin ki o ölmüştür. Allah’a kulluk edenlere gelince, şüphesiz Allah diri, baki ve ebedidir. Size Allah’ın şu buyruğunu hatırlatırım: ‘Muhammed sadece bir elçidir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse siz ökçelerinizin üzerinde geriye mi döneceksiniz? (Ali İmran 3/144)
Ebu Bekir bu konuşmasıyla oradakileri teskin etmekle kalmadı fitne ve kargaşa ortamının oluşmasını engelledi. İnananların bu zor günlerinde onlara Allah’ın emirlerini hatırlattı. Ebubekir’in bu konuşmasından sonra Hz Ömer atılarak hemen Ebubekir’e beyat etti. Böylece Hz Ebubekir ilk halife ve Hz Peygamberin şeriatının ondan sonraki uygulayıcısı olarak iki sene İslam toplumunu yönetti. Halife olarak ilk işi Rasulullah’ın hazırladığı ancak vefatı sebebiyle bekleyen Üsame ordusunu Ürdün’e yollamak oldu. İslam ordusu islamı uzak diyarlara taşıdı. Zamanın iki büyük imparatorluğu olan İran ve Bizans’ın ordularıyla karşılaştı.   Bahreyn, Umman, Yemen, Mühre isyanlarını bastırdı. Hire, Ecnadin ve Enbar savaşlarla İslam diyarına katılmış Irak fethedilmiş, Suriye’nin de önemli kentleri ele geçirilmişti. Yermuk savaşı devam ederken Hz. Ebubekir vefat etti. Hareket etmeden önce ordusuna şu sözlerle hitap etti: ‘Kadın çocuk ve yaşlılara dokunmayın, yemiş veren ağaçları kesmeyin, mamur bir yeri tahrip etmeyin, haddi aşmaktan korkun’
Gerçekten İslam ordusu fethettiği yerlerde kimseye zulmetmemiş adaletiyle düşmanların takdirini kazanmış; Müslüman olmayıp da cizye vererek islamın himayesine giren milletler huzur ve emniyet içinde yaşamışlardır.
Ebubekir’in İslama yaptığı hizmetlerin birisi de Kuran’ı şimdi okuduğumuz bir şekilde toplatmasıdır. Rasulullah zamanında peyderpey inen vahiy katiplerce ceylan derilerine, beyaz taşlara, enli hurma dallarına yazıldığı gibi ashabın çoğu da Kuran hafızı idi. Ancak yazılı olan ayetler dağınıktı. Hz Ebubekir harplerde vahiy katiplerinin ve kura hafızlarının birçoğunun şehid olması üzerine Kuran’ın muhafazası hususunda endişe edildi. Ebubekir, Zeyd b.Sabit’in başkanlığında bir heyet teşkil ederek, herkesin elindeki ayetleri getirmesini emretti. Ayrıca şahitlerle ayetler doğrulanıyor, hafızlarla tasdik ediliyordu. Böylece bütün ayetler toplandı ve Mushaf meydana getirildi. Bu Mushaf Ebubekir’den Ömer’e ondan da kızı Hafsa’ya geçti ve Hz Osman zamanında çoğaltılarak Darülislamın bütün vilayetlerine dağıtıldı.
Eshab-ı Kiram içinde en çok ilim sahibi olanlarındandı. Kuranın feyz ve hakikati Hz Peygamberden Hz Ebubekir’e aktarılmış olduğundan her konuda müracaat kaynağı olmuştur. İslami ilimleri bilen ve Peygamberden sonraki ilk uygulayıcısı olarak iki sene üç ay süren Hz. Ebubekir’in halifeliği tarihe ‘Saadet asrı’ olarak geçmiştir. Hz. Peygamberden sonra İslam orduları İslamı tebliğ ederek yoluna devam etmiş ve Müslümanların ilk Halifesi olarak Hz. Ebubekir zamanında İslam devleti büyük bir gelişme göstermiştir.
 
Hz. EbuBekir hastalanınca Mescid’i Nebi’de Hz. Ömer’in namaz kıldırmasını istedi. Ashabla istişare ederek Hz.Ömer’i halifeliğe uygun gördüğünü söyledi. Vasiyeti gereği Rasulullah’ın yanına omuz hizasında olarak defnedildi. Böylece iki büyük insanın, iki büyük dostun kabirlerinde de birliktelikleri devam etti.

KADRİYE YILMAZ KOCA
 
Son Güncelleme: 13.06.2017 16:49
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.