Melâhat ÜRKMEZ


Francis Bacon filozofi kaynağını tıptan alır. Oysa ufukta öyle ufuklar vardır ki belki de tıp onca solukları dayandığı disiplinlerin geniş ufuklarından almaktadır.

Gerçek hekimi bilge yapan da, tıpla komşu ya da başka bilimlerin köprüsünden geçirerek insanı tanıması ve insana bilgece yaklaşarak hastayı ve hastalıkları doğru okuyabilmesidir.

Yine tıbbın vazgeçilmez kurallarından birisi olan, "Hastalık yok; hasta vardır" gerçeğinin altını özellikle çizmek gerekir. Örneğin psikiyatride, psikiyatri için söylenen şu sözde de göz ardı edilemeyen gerçekler açıkça sabittir, "psikiyatri tıp ilminin en yenisi, tıp sanatlarının ise en eskisidir" Bu olgu ve gerçeklerin altını çizdikten sonra ufkun, ufuk turlarını izlemeye devam edecek olursak;

Hukuki müeyyidelerin gerekliliği açık ve nettir.

Ahlâkî müeyyideler ayrı bir bağlamda etkileyicidir.

Ancak asıl ve gerçek olan, insanın nefsiyle mücadelesidir. Bunun ise ancak ve yegâne kaynağı dindir, imandır. Yani şuuraltının itki ve isteklerine set çekmektir. Bizi ufuklardan ufuklara koşturan mânevî dünyanın zenginliği ve güzelliğidir. Bu zenginlikleri bütün ihtişamıyla yaşamak, inançlı insanlar için bir bahtiyarlıktır. Ufuktan ufuklara koşan insan, imanın verdiği şevk ve heyecan ile bu bahtiyarlığı bir fethe dönüştürür. Fethe dönüştürürken de, iyilik ve güzellik, yaşantısının ta kendisi olmuştur.

İslâm'ın Yüce Peygamberi, "Kork Allah'tan korkmayandan" sözü doğrultusunda konuşurken, yalnız insanın kendi huzurunu ebedî kılmamış aynı zamanda topluma huzur ve sükûtun en muhteşem ilkesini sunmuştur. Böyle bir toplum ise, ebediyete giden yolun görkemli bir durağında huzur ve saadetin güzide bir örneği olarak tarihe armağan olmuştur. İslâm gelmiş, Hakîkat'lerin Hakîkat'i tecelli etmiştir. Ufkun ufuklarında bu muhteşem şiirin bestesini kim yapacak?.. Evren zaten bütünüyle bir şiirdir. İnsanlar! Ruh cephesindeki zaferiniz mübarek olsun(olmalı)!..

Zekanın ruhta dinlendiği anlar vardır. Bazen de ruh zekada "sere serpe" konuklanır. Bu konuklanışa ne demeli?.. İnancın asıl ve gerçek kaynağı teslimiyet olunca, insanın muhteşem bir bağlamda ortaya çıkışına şahit oluyoruz. Tüm ilâhî tecellilerde tevhid, aşk ve inanç, insanı insan yapan değerler manzumesinin feyz ve ilham kaynağıdır. Oysa toplumun çekirdeği olan aileden başlayarak devlete kadar evrilmesinde, "seküler mi, değil mi; mâneviyat mı, artı değerler mi?" sorunsalında kıvrılıp kalan retoriklerin bitip tükenmeyen lâf gevezeliğindeki sükûtu bir çığlık olarak yaşayan dervişlerin tevhîdî bir bayrak olarak ruh dünyasındaki surların tepesine diken velîlerin, evliyânın, enbiyanın kazandıkları en büyük zaferdir. Önce ve özellikle nefislerindeki kazandıkları zaferdir.  

Aşkınız Cemâl olsun! /Gönlünüz O aşkla dolsun! / Eyvallah! Yâ! Hû!
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.