Son on sene boyunca hemen hemen bütün belediye başkanlarımız, doğaçlama demeçlerini veya önceden hazırlanmış söylevlerini süsleyen ve de kulağa hoş mu hoş gelen iki kelimelik şu mübarek "Sosyal Belediyecilik" kavramının ne menem şey olduğunu yahut başkanlarımızın bu kavramı kullanırken aslında ne demek istediklerini bilen biri varsa söylesin bize!..
Şaka yapmıyorum.
İroni yapmak gibi bir niyetim de yok.
Gayet ciddiyim ve ciddi ciddi soruyorum:
"Sosyal Belediyecilik" demek, aslında ne demektir.
Allah rızası için, biri anlatsın bana.
Anlatsın ki; yarın bir gün, başkanlarımızdan biri önceki dönemde olduğu gibi her hangi bir parka tuvalet temeli atarken ya da her ders yılı başında siyaset yoldaşlarından ve yandaşlarından fahiş fiyatlarla satın aldıkları tapon önlükleri yoksul öğrencilere dağıtırken "sosyal belediyeciliğin gereğini yaptıklarını" söylerlerse; yakın geçmişte yaşadığım gibi, şaşkınlıktan küçük dilimi yutmayayım.
Sosyal Belediyecilik ile vatandaşın def-i haceti arasında nasıl bir bağ var diye sormayayım ve bu soru üzerinde kafa yormayayım boş yere.

Şaka yapmıyorum.

İroni yapmak gibi bir niyetim de yok.

Gayet ciddiyim ve ciddi ciddi soruyorum: "Sosyal Belediyecilik" demek, aslında ne demektir. Biri anlatsın bana.  
Anlatsın ki; yarın bir gün, bir ramazan gecesi teravih namazından sonra; işleri belediyelerle biten benim "işini bilen gönülsüz hayırsever" işadamlarından toplanan cezasavar gıda paketlerinin kalabalık bir medya ve meclis üyeleri ordusu eşliğinde kapı kapı dağıtıldığını gördüğümde; "bu adamlar ne yapıyor, böyle kepazelik olmaz, bir elin verdiğini öbür el görmemeli"  diyerek isyan edip ortalığı ayağa kaldırmayayım.
Yardıma muhtaç yoksul vatandaşlarımızı binbir tantana ile dağıttığımız gıda paketleriyle konu komşuya rezil etmek, herhalde ki  "Sosyal Belediyecilik"in olmazsa olmazlarından ve şanındandır diyerek ukalaca pişkin pişkin gülüp geçebileyim ben de.
Şaka yapmıyorum.
İroni yapmak gibi bir niyetim de yok.
Gayet ciddiyim ve ciddi ciddi soruyorum: "Sosyal Belediyecilik" demek, aslında ne demektir. Biri anlatsın bana.
Anlatsın ki; yarın bir gün, falan belediyenin bilmem ne mahallesi sosyal tesisinde "tek tek basarak, sek sek sekerek kolbastı oynama kursu" mezunlarının sertifika törenlerine çağrıldığımda, bu etkinliklerini sosyal belediyeciliğin zirvesi ve zaferi olarak ilan eden başkanımıza içimden de olsa düz gidip usturuplu bir fırça atarak sessiz bir "yuhh" çekmeyeyim.
Ben de sosyalleşeyim. Sazlı-sözlü, bol danslı ve dansözlü "Sosyal Belediyecilik" etkinliklerinden uzak durmayayım diğer gundiler gibi.

Şaka yapmıyorum. İroni yapmak gibi bir niyetim de yok.

Gayet ciddiyim ve ciddi ciddi soruyorum: "Sosyal Belediyecilik" demek, aslında ne demektir. Biri anlatsın bana.
Anlatsın ki; yarın bir gün, ayet, hadis ve dini menkibelerle süslenmiş "Sosyal Belediyecilik" nutuklarında; dudu dilleriyle, sosyal yapıyı oluşturan hemşehrilerinin gözlerinin içine baka baka "tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirmem" derken, mahir elleriyle uzanabildiği tek delikli kuruşu bile cebe indiren sosyal madrabazların gerçek yüzlerini görebilelim ve gösterebilelim.
Şaka yapmıyorum.
İroni yapmak gibi bir niyetim de yok.
Gayet ciddiyim ve ciddi ciddi soruyorum: "Sosyal Belediyecilik" demek, aslında ne demektir. Biri anlatsın bana.
İn midir, cin midir?
Herinsana, her eve, her belediyeye ve başkana lazım olan bir şey midir?  
Alınır mı, satılır mı; atılır mı tutulur mu? Yoksa yutturulur mu, yutturulur mu?
Batmanı kaç para eder ve her terazide tartılır mı?
Göz boyayıcının okus-pokusu mudur yoksa?
Ya da eçhellerin siyasi güzergahlarına kurulmuş şeytani bir pusu mudur?  
İnanın bilmiyorum.
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın dudaklarının arasından süzme bal gibi süzülerek başkanlarımızın dillerine dökülen "Sosyal Belediyecilik" kavramı her geçen gün biraz daha kafamı karıştırıyor.
Ne olduğunu anlamaya da, anlatmaya da ilmim, bilgim ve yarım asırlık birikimim yetmiyor.
Cenab-ı Hakk'ın ahir ömrümde kullanmam için lutfedip elimden almadığı üç kuruşluk aklımı, bu gidişle  sosyal belediyecilik alacak gibi görünüyor.
Gayet ciddiyim ve ciddi ciddi söylüyorum: birileri çıkıp bu adamlara anlatsın lütfen
Belediyecilik bu veya başka adlarla anıldığı ilk günden bu güne kadar zaten hep toplum için var olmuştur.
Her hizmeti ve yatırımı sosyal memnuniyeti hedefler.
Daha açık bir deyişle; sosyal olmak belediyeciliğin en bariz karekteridir, hatta bizzatihi belediyeciliğin ta kendisidir.
Ayrıca sosyal belediyecilik kavramı kullanmayı gerektirmeyecek kadar sosyal bir olgudur belediyecilik. 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.