KKTC'de kürtaj skandalı; Çete sanki katliam yapmış
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni sarsan kürtaj skandalının sanıkları, verdiği ifadeler adeta kan donduran cinsten. Girne Ada Hastanesi'nde patlak veren skandalın sanıkları ve olaya tanık olan yetkililerin basına yansıyan ifadelerinde mahkeme tutanaklarına giren bilgiler olayın vehamatini gözler önüne sergiliyor. Yasa dışı kürtaj uygulamasında çoğu Türkiye'den ve farklı ülkelerden gelen genç kadınların hamileliğine son verdirdiği öğrenildi. Girne yakınlarında toprağa gömülü bulunan fetüslerin ortaya çıkmasının ardından açılan soruşturmanın Türkiye'ye sıçraması bekleniyor.
3 YILLIK SÜREDE ÇOK SAYIDA YASA DIŞI KÜRTAJ
2013-2016 yılları arasında Girne'de faaliyet gösteren Ada Hospital adlı özel hastanede, yasal sınır olan 10 haftadan büyük fetüslerde, ameliyatla gebeliğin sonlandırıldığının tespit edilmişti,
Zanlılar Aziz Dağgün ve Cemaliye Ölmez'in, Çatalköy Hazreti Ömer Türbesi ve Çatalköy Zeyko Yağ Fabrikası bölgesinde gömmek suretiyle "suçu örtme suçu" işlediklerini anlatan Baz, şu ana kadar, 1 bebek ve 4 fetüs kalıntısı bulunmuştu. Zanlılara ait telefonlarda, bu işlemleri yaptıklarına dair kayıt bulunduğu ortaya çıkmıştı.
ŞUBAT AYINDA PATLAK VERMİŞTİ
Girne'deki Ada Hospital (Tunçbilek Sağlık Hizmetleri Ltd) isimli özel dal hastanesinde bazı hamileliklerin yasal olmayan şekilde sonlandırılması olayıyla ilgili olarak hastane sahipleri Dr. Mehmet Ali Tunçbilek, Dr. Verda Tunçbilek, hastane başhekimi Dr. Fahri Karagözlü, anestezi uzmanı Rasiha Serdaroğlu, hemşireler Ayşegül İşbilen ve Taner Okburan ile güvenlik görevlisi Aziz Dağgün ve sekreter Cemaliye Ölmez dün mahkemeye çıkarılarak tutuklanmıştı.
10 HAFTALIK GEBELİĞE SON VERMİŞLER
KKTC’deki bir merkezde 10 haftalık gebeliklerin sonlandırılmasına ilişkin davada ifade veren temizlik işçisi, buzdolabında beze sarılı bebek gördüğünü, hemşire Züleyha’nın ise “Çok güzel bir bebekti, morararak öldü” diye ağladığını anlattı
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC), 10 haftayı geçen gebeliklerin yasadışı sonlandırılmasıyla ilgili “kürtaj skandalı” ndaki davada ifade veren temizlikçi, kan donduran açıklamalarda bulundu. Doktor Verda Tunçbilek’in sahibi olduğu Ada Tüp Bebek Merkezi’nde gebeliklerin yasa dışı sonlandırmasıyla ilgili Girne Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada dinlenen temizlik işçisi Şaduman Şengül, merkezde 15 ay çalıştığını, yasadışı kürtajın yapıldığına şahit olduktan sonra bir başka işyerine başvurduğunu anlattı.
SANKİ KATLİAM YAPILMIŞTI
Operasyonun tamamlanmasının ardından temizlik için ameliyathaneye girdiğini belirten Şengül, “Sanki katliam yapılmıştı. Her yer kan içindeydi. Masanın üzerinde bir sürü ilaç vardı. Takıntılı biriyim ve başka hastalara ilaçları kullanırlar düşüncesiyle buzdolabına koymak istedim. Dolapta hasta bezine sarılı bir şey vardı. Tam göremedim ama bebekti...” diye konuştu.
‘MORARARAK ÖLDÜ...’
Tanık Şengül şöyle devam eti: “Ameliyathaneden çıkarken ebe Ayşegül’ü gördüm, ona ilaçların orada niye durduğunu sorduğumda, bana ‘her şeyi sorma’ dedi. Ameliyathaneye geri döndüğümde, kapıda şoför Aziz Doğgün’ü gördüm; elinde siyah bir çöp poşeti vardı. Buzdolabına baktığımda, hasta bezi yoktu. Alt katta hemşire Züleyha ağlıyordu ve ‘Çok güzel bir bebekti, morarak öldü’ diye ağlıyordu. Ben olaydan sonra 3 gün kendime gelemedim.”
MELİS A. KÜRTAJI İTİRAF ETTİ
Kürt aj skandalında, gömülü olarak bulunan fetüslerle ilgili DNA sonuçlarının KK TC’ye ulaşmasının ardından, 17 haftalık 2 numaralı fetüsün biyolojik annesinin 26 yaşındaki Melis. A. olduğu tespit edildi. Eylül ayında tutuklanan Melis A. dün yapılan duruşmada yasa dışı kürtajı itiraf etti. 25 Mart 2014 tarihinde hamileliğini sonlandırdığını, ameliyatı Dr. Fahri Karagözlü’nün yaptığını, anastezi uzmanı olarak da Rasiha Serdaroğlu’nun görev yaptığını belirten Melis A., eşiyle bebeği istemediklerini bu yüzden aldırma kararı verdiklerini söyledi. Melis A.’nın davasının da açılacağı öğrenildi.
