Almanya vizesi kalkıyor mu?


Almanya ile Türkiye arasında vize muafiyeti anlaşması konusunda dün akşam geç saatlerde ortaya atılan iddia resmi olarak doğrulanmadı. AFP'nin geçtiği açıklamanın yankıları sürerken, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ortak basın toplantısında bu konu gündeme gelmedi.

AFP; İKİ LİDER MUTABIK KALDI DEMİŞTİ

AFP'nin haberine göre, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Alman mevkidaşı Angela Merkel'in Berlin'deki görüşmesinin ardından yapılan açıklamada, iki liderin, Türkiye'nin AB üyelik sürecine ilişkin müzakereleri bu doğrultuda ilerletme konusunda mutabık kaldığı belirtildi.

ORTAK AÇIKLAMADA BU KONU ÖNE ÇIKMADI

Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Almanya Başbakanı Angele Merkel ortak bir basın toplantısı düzenledi. Her iki lider de teröre karşı birlikte mücadele vurgusu yaparken, mülteciler konusunda da yoğun işbirliği yapılacağını açıkladı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Merkel'in açıklamasından öne çıkan başlıklar şöyle:

SAYIN MERKEL'İN BU TAVRI UNUTULMAYACAKTIR

Davutoğlu: Siyasi liderler tarihe sadece geliştirdikleri projelerle değil zor dönemde aldıkları insani tavırla geçerler. Avrupa'da müslümanlara yer olmadığı sözlerinin dile getirildiği dönemde sayın Merkel oldukça önemli bir adım atmıştır. Bu insanı tavra muhatap olan Suriyeliler sayın Merkel'in bu tavrı unutulmayacaktır. Kesinlikle Almanya yalnız değildir. 18 Şubat'ta biraraya geleceğimiz Avrupa'nın en önemli ülkeleri de aynı tavrı benimsiyor. Sayın Merkel'in bu tavrının Alman kamuoyundan da takdir edilmesini bekliyorum. Türkiye'de de karşı kampanyalar düzenlenmiş Suriyelilerin geri gönderilmesi istenmişti. Biz insani sorumluluğumuza baktık. Böyle zor dönemlerde küçük hesap yapanlar tarihe kötü bir şekilde geçerler. Sayın Merkel ve Almanya'nın mülteciler karşısında gösterdikleri insani tutum sebebiyle insanlık nezdinde saygın bir yer edindiği kanaatindeyim.

GÖRÜŞME İLİŞKİLERİMİZE BÜYÜK KATKI SURMUŞTUR

Merkel: Teröre karşı mücadeleyi konuştuk. İnsan yaşamının kurtarıldığı gerektiğini, bölgedeki gençlerin daha iyi şartlarda yaşamasını konuştuk.Türkiye'de 2,5 milyon mülteciye kucak açıldığını bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Göçmenlerin yaşantılarının iyileştirilmesi konusunu görüştük. Türk hükümetinin Suriyeli göçmenler için çıkardığı çalışma koşullarını değerlendirdik. Yasa dışı göç meselesini de görüştük. Akıl almaz ölüm rakamlarıyla karşılaşıyoruz. Ege denizinde hayatını kaybedenlerle ilgili korkunç rakamlar sözkonusu. Türkiye ve Yunanistan'a insan kaçakçılığıyla ilgili mücadelede çok önemli görevler düşüyor. Yasa dışı göçün en kısa zamanda yasal olması gerekiyor. Şubat ortasına kadar bu konuda çalışmalarımız devam edecek. İçişleri Bakanımız da gerekli noktalarda desteği vermektedir. Ağırlığın eşit şekilde dağıtılması gerekiyor. Burada saydıklarımızın dışında çok yoğun bir gündemimiz vardı. Önümüzde gerçekten çok fazla zorlu görev bizi bekliyor.Bugünkü görüşmemiz ilişkilerimizin derinleşmesine büyük bir katkı sunmuştur.


BİZİ DİNLESELERDİ BU SORUNLAR YAŞANMAYACAKTI

Davutoğlu: Suriye içindeki gelişmeler konusunda, sınırımızdaki gelişmeler konusunda sayın Merkel'i bilgilendirdim. Ortak düşüncemiz Suriye'de çözümün bulunması. Mültecilerin artık Suriye'ye barış geldi, ben dönebilirim demesi lazım. Esed Şam'da otururken hiçbir mülteci ben Suriye'ye geri döneyim, diye düşünmez. Bizim kanaatimiz Suriye'de gerçek bir siyasal düzenin yaşanmasıdır. Biz Suriye'de güvenli bir bölge oluşması konusunda olağanüstü çaba sarfettik. Her yerde Suriyeli mazlumları Suriye'nin içinde tutacak bir güvenli bölge oluşmazsa bu insanlar Türkiye ve Avrupa'ya gelip sıkıntı olur dedik. Eğer iki sene önce Halep ile Türkiye arasındaki bölgede güvenli ve uçuşa yasak bölge ilan edilseydi, bugün sorunların hiçbiri yaşanmazdı. Şimdi Rusya'nın müdahalesiyle Suriye'de güvenli hiçbir yer kalmadı. 30'a yakın öğrenci Rus saldırısında öldü. Biz Suriyeliler için ümidimizi kaybetmeden kalıcı bir barışı ihdas etmek için gece gündüz çalışmak durumundayız.

BUGÜN BERLİN'DE TARİHİ BİR ADIM ATTIK

Davutoğlu: İstanbul'daki terör saldırısı bizi yeniden yaralamıştır. Bu saldırıda Alman dostlarımızı kaybetmiş bulunuyoruz. Onlar bizim ebedi dostlarımız hale geldiler. Bu insanlığa karşı yapılmış bir saldırıdır. Terörle mücadele tek başına yapılacak bir iş değildir. Bu konuda işbirliği son derece önemlidir. Birlikte mücadele edeceğiz. Sultanahmet'teki saldırının sorumluları mutlaka yakalanacaktır. Bugün Berlin'de son derece tarihi bir adım attık. Birçok bakanla ortak bir kabine toplantısıyla biraraya geldik. Sayın Merkel'e katkılarından ötürü teşekkürü borç biliyorum. Türk-Alman ilişkileri çok güçlü bir yapıya kavuşmuştur. Bundan sonra da Türkler ve Almanlar kim ne tehdit ederse etsin, hep birlikte olacaklar, barış içinde Türkiye'de ve Almanya'da dostluğumuzu pekiştirerek yaşayacaklardır. Türkiye-AB ilişkileri arasında sayın şansölyeye gösterdiği liderlik için teşekkür ederim. Bundan sonra her sene iki kez bir araya geleceğiz. Türkiye Almanya ilişkilerinin ortaya koyduğu performans belirleyici rol oynayacaktır.

TÜRKİYE İLE ALMANYA ORTAK MÜCADELE EDECEKTİR

DEAŞ, PKK gibi terörle mücadelede tam bir işbirliği içerisindeyiz. DEAŞ'a yürütülen mücadelede Almanya'nın vermiş olduğu desteğe teşekkür ediyoruz. Almanya ile Suriye ve Irak konusunda sürekli istişare içindeyiz. DEAŞ insanlığa yönelik bir tehdittir. Türkiye ve Almanya bu tehdide karşı mücadeleye hazırdır. PKK da özellikle Suriye'deki gelişmelerden aldığı cesaretle Türkiye'de saldırılar gerçekleştiriyor. Türkiye'de yürütülen mücadele kesinlikle demokratik hukuk devleti içinde yürütülen mücadeledir. Bu mücadele sadece terörist gruplara karşı yapılan mücadeledir. Suriye krizi sadece mülteciler üzerinden Türkiye'ye ve Avrupa'ya dönük çok ciddi bir sosyal istikrarsızlık unsuru hale geldi. Türkiye elinden gelen bütün gayreti göstermiştir. Dünyada hiç kimseden özel bir destek talep etmeksizin tek başına bu sorunu göğüslemek konusunda atılması gereken adımları atmıştır. Barbar bir terör örgütünün baskısından kaçan 2,5 milyon Suriyeliyi misafir ediyoruz.  1 milyona yaklaşan eğitim çağında genç var. 100 bine yakın bebek Türkiye'de doğmuştur. Bütün bunlara insanlık görevinin borcu olarak elimizden gelen katkıyı yapıyoruz.

SAYIN MERKEL FARKINDALIK OLUŞTURMASINI SAĞLADI

Dünyada ve Avrupa'da mülteciler konusunda belirsizlikler hakimken sayın Merkel bu konuda Avrupa'da ciddi bir farkındalık oluşturulmasını sağladı. Kendisiyle görüşmelerimizde mülteciler konusu her zaman önemli gündem olmuştur. Sınırlara vuran Aylan bebeğe sadece başbakanlar değil bir baba ve anne olarak baktığımızda o acıyı hissediyoruz. Türkiye mültecilerin hayatını kolaylaştırmak için geçtiğimiz günlerde onlara çalışma imkanı tanıyan bir düzenlemeyi kabul etti. Bu kriz ne Türkiye'nin ne de Almanya'nındır. Türkiye ve Almanya olarak Suriye Barış Görüşmeleri'nin başarılı olmasını istiyoruz. Bugün gerek hükümetler arası istişareler bağlamında güçlü siyasi irade, gerek mülteciler konusunda işbirliği iradesi ve insani yaklaşım konusunda büyük bir memnuniyet duyuyorum. Sayın Merkel'e teşekkürü borç biliyorum. Mayıs ayında dünya insani zirvesinde kendisini ağırlamaktan büyük memnuniyet duyacağız.

HER İKİ BAŞBAKANA SORULAR VE CEVAPLARI

Basın açıklaması sonrasında gazetecilerin her iki başbakana yönelttikleri sorular ve cevapları şöyle:

Merkel: Terör saldırıları ve mülteci krizi konusunda Türkiye'nin bu kadar çok kabul etmiş olması mevcut ilişkilerimiz konusunda bir yoğunlaşmaya sebep oldu. Bunu iyi bir şekilde yönlendirmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye Avrupa'ya o kadar uzak bir ülke değil. Burada müşterek bir sorumluluğumuz var. Gerçekten ortak çalışmamızı gerektiren konular var. Bu sorunların üzerine hiçbirimiz tek başına gelemeyiz. Birlikte çaba göstermemiz gerekiyor. Bunun öneminin bilincindeyiz. Bu her iki ülke insanların iyiliğine, mültecilerin yararına olacaktır.

SURİYE'DEN GELENLERE KAPIMIZI KAPATAMAYIZ

Davutoğlu:  Vize getirdiğimiz husus üçüncü ülkelerden gelen Suriyelilerle ilgili, doğrudan gelenlerle ilgili değil. Çünkü onlar ölümden kaçan insanlar. Üçüncü ülkeden gelirlerse, ölüm tehdidinden kaçma dışında olursa onları selektif olarak alabiliriz. Yarın Libya'da düzen kurulduğunda bunları tekrar görüşebiliriz. Fas'la ilgili bir vize serbestliği sözkonusu. Türkiye üzerinden Avrupa'ya dönük illegal göçün engellenmesi konusunda Türkiye elinden geleni yapıyor. Avrupa'ya göçü engellemek için tedbirleri alıyoruz. Afganistan ve Pakistan'dan gelen İran'dan uzun süre kalmış insanlar. Türkiye ile AB'nin bu meseleyi ortak bir mesele olarak görmesi lazımdır.

3 MİLYAR EUROLUK BÜTÇE HAZIR HALE GELECEK

Merkel: Şunu eklemek istiyorum. Müşterek bir bildiri yayınladık. Burada hükümetlerimizin göç krizi konusunda bölgesel istikrarı da tehdit ettiği konusunda hemfikiriz. Bu konuda herşeyi yapmaya hazır olduğumuz konusunda fikir birliğine vardığımızı ifade ediyoruz. İlk başta göçmen sayısını azaltmayı düşünüyoruz. Yasadışı göçle ilgili olarak bilgileri paylaşmaya devam edeceğiz. Çalışma grupları oluşturduk. Onlar sık sık biraraya gelecekler. Bütçe konusunda çalışma yapılacak. 3 milyar euroluk bütçe hazır edilecek. Almanya ve Türkiye tarafından insan kaçakçılığına karşı ortak operasyonlar yapıldı. Yasadışı göçün ne şekilde etkilendiğini göreceğiz. Mültecilere destek de verebilmek için yapacaklarımızı sürekli gözönünde bulunduracağız. Mültecileri krizinin arkasında yatan sebeplere bakmamız gerekiyor.

ELBETTE GÜVENLİ BİR BÖLGE OLMASI GEREKİYOR

Merkel: Elbette güvenli bir bölge gerekiyor. Geçmişte bunu Yugoslavya'da yaşadık. Bu konu mutlaka ele alınacaktır. Rusya olmadan Suriye sorununun çözülemeyeceğini düşünüyoruz. Şu anda bunun sınırının ne şekilde gerçekleşeceği, nasıl bir işbirliği olacağı konusunu düşünüyoruz. Çözüm ancak birlikte çalışılırsa elde edilecektir. Bu konuda Avrupa'nın da şengen şartlarını ve çıkarlarını koruması gerekiyor, bu ikisinin dengelenmesi gerekiyor. 29 Kasım'da Türkiye-AB eylem planı imzalandı. Burada önemli konular vardı. Yapılması gereken birçok şey var, bunun farkındayız. Özellikle yılbaşı gecesi Köln'de yaşananlar herkesin kaygılanmasına neden oldu. Yasadışı olaylar devamlı bir hale gelmeyecektir, sürmeyecektir.