Yaz aylarýnýn kalp hastalarý için tehlikeli olduðunu belirten Op. Dr. Tamer Bakalým, Hava sýcaklýðýnýn çok yüksek oranda seyrettiði þehirlerde 40-50 derece sýcaktan, klimanýn çalýþtýðý 18-20 derecelik bir ortama ani geçiþ ya da dýþarýdan eve gelip doðrudan klimayý çalýþtýrýp karþýsýna geçmek kalp krizi riskini artýrýyor. dedi. Aþýrý sýcak ve soðuklara baðlý olarak damarýn yükünün arttýðýný ifade eden Bakalým, Dolayýsýyla kalbin yükü de artmýþ olur. Özellikle aþýrý sýcaktan aþýrý soðuða geçiþ, kalp spazmýna yol açýyor ve kalp krizi tehlikesini ciddi þekilde yükseltiyor. þeklinde konuþtu. Öte yandan soðuk suyun soðuk havadan daha tehlikeli olduðunu vurgulayan Bakalým, söz konusu durumda vücutla direkt temas ve vücut ýsýsýnýn aniden deðiþtiðini belirtti. Soðuk havada kaybedilen ýsý ile soðuk suyla temas halinde kaybedilen ýsý arasýnda ciddi bir fark olduðunu açýklayan Op. Dr. Bakalým, þunlarý söyledi: Soðuk su ile temas, herkes için ayný derecede riskli. Kalp damarlarý soðuðun etkisi ile ciddi oranda büzülür ve kan akýmý bozulur. Kiþinin damar sertliði problemi olmasa bile daralmaya meyilli damarlar varsa bunlar bir takým tetikleyici faktörler sonucu kalp krizine kadar gidebilir. Kalp hastalarý için beslenmenin de önemine deðinen Bakalým, yemekten sonra tatlý ve meyvenin damar sertliðine sebep olduðunu kaydetti. Söz konusu gýdalarýn yemekten bir iki saat sonra tüketilmesini öneren Bakalým, Yemekten hemen sonra yenen meyve, tatlý insülin direncinin yüksek olduðu durumlarda vücutta ciddi yaðlanma ile birlikte kan yaðlarýnýn da yükselmesine yol açýyor. Bu durum da uzun dönemde damar sertliðine yol açabiliyor. uyarýsýnda bulundu.