Bavul oyuncuları, tiyatroyu ve turneleri anlattı

Türkiye'nin en ücra köşelerinde tiyatro oyunları sahneleyen Karart Kültür Sanat oyuncuları geçtiğimiz yıl çıktıkları Bavul turnesini değerlendirdi.

05 Mart 2019 Salı 01:32
Bavul oyuncuları, tiyatroyu ve turneleri anlattı






Bavul oyuncuları, tiyatroyu ve turneleri anlattı

Bavul oyunu ile Türkiye'yi karış karış dolaşan Karart Kültür Sanat oyuncuları geçtiğimiz yıl boyunca yaşadıklarını gözlemlerini anlattı..


Öncelikle Karart Kültür Sanat’ın Bavul adlı oyunu 2018 - 2019 ilk ayına damga vurdu, herkes sizi konuşuyor, nedir Bavul’u bu kadar konuşturan?

(Bekir Aksoy) B.A: Aslında Bavulu konuşturan şey ekip ruhu ve samimiyeti. Prova aşamasından beri çok keyifli bir ortamda çalıştık. Hem yönetmenimiz Levent Tülek ve oyuncularımız aynı zamanda Karart Kültür Sanat'ın bize verdiği destekle beraberçok güzel bir ekip ruhu oluştu ve tabi seyirci ile de bu bütünleşince bizde kendimizi çok daha iyi iyi hissettik. Bence başarının en büyük sırrı keyifli bir çalışma ortamı, kaygılarından arınmış oyuncular ve samimi bir ortam diyebilirim


Yasemin Hadivent : Ne mutlu. Elimizden geleni yapmaya çalıştık. İyi bir iş çıktı ortaya.

Mert Asutay : Aslında Bavul benim için yapılması gerekeni yapan bir oyun.Yani zaten gerekli şartları yerine getirdiğiniz zaman iyi bir oyun yapmış oluyorsunuz.Biraz daha açarsam bu oyunda ya da projede hiçbir şeyin ucuzuna kaçılmadı açıkçası yani kadronun, yönetmenin, dekorun, kostümün, prodüksiyonun genel anlamda hiçbir şey de ucuzuna kaçmaması ve şık bir iş olmasını baştan düşünmüştük ve ortak kaygımızdı buydu. Ucuz bir iş olmasın diye tırnak içinde ucuz diyorum yani seyircide kendine değer verildiğini hissetsin. Yoksa zaten eser belli bir kalitede oyuncular belli, reji belli yönetmenimiz belli iş zaten iyi seyirci bu kaliteyi sahne üzerinde gördüğü zaman hakikaten kendisine değer verildiğini de düşünüyor bence.

Çiçek Dilligil : Doğru zamanda, doğru projede, doğru insanların bir araya gelmesi önemli öncelikle. Sonrada herkesin birbirini severek keyifle yaptığı bir iş olması çünkü çok tatl, sempatik bir komedi. Eğlenmeden, birbirini sevmeden yapılacak bir şey değil. Sizin sinerjiniz aşağıya geçiyor, tüm ekip adına söylüyorum sahne önü, sahne arkası en büyükten en küçüğe kadar bunu yakaladığımız için olsa gerek. 

Tiyatroya son yıllarda artan bir teveccüh var bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bekir Aksoy;  Tabi tiyatronun organik bir yapısı var. Seyirci ile bir bütünleşen seyirci ile bağı kurabilen direk hem ruhuna, hem düşüncelerine, dokunabilen bir yapısı var. O yüzden her şey aslına rücü eder. Tiyatronun temeli aslında binlerce yıldır sahne sanatları üzerinden geçiyor.O yüzden televizyon ya da medya hiçbir zaman bitmeyecek ama bu dönüşümün tiyatroya çok daha faydası olacak. Çünkü çok büyük sıkıntılar var televizyon sektöründede. Bir karar mekanizması çalışıyor şuanda hangisi doğrudur hangisi gidecektir diye, ekonomik kaygılarda var. 

İnsan o yüzden insanlar bu kaygılardan kurtulup salonlara gidip hem kendi dertlerini daha iyi görebilecekleri, anlatabilecekleri ortamları tercih ediyorlar. Daha çok eğlenilecek oyunlar, keyif alabilecekleri oyunları da görmek istiyorlar. Bizim oyunumuzda onlara hem bu imkanı ailecek izleyebilecekleri hem de bireysel anlamda kendi ilişkileri kendi günlük yaşamları ile ilgili çok alternatif sunuyor o yüzden tiyatro her zaman varolacak zaten. Gittikçe yükselen bi çıtasıda var. Türkiye'de bu anlamda iyi oyunlarda sergilenmeye başlandı.O yüzden çok alternatifi var tiyatronun hatta şuanda dizilerden ve sinema filmlerinden daha iyi bir seçenek olarak görünür halde önümüze geliyor.

Yasemin Hadivent; Ülkece zor bir dönemden geçiyoruz. Sadece biz değil, tüm dünya. İnsanların eğlenmeye, deşarj olmaya ihtiyaçları var.

Böyle bir kriz döneminde de insanların birlikte kaliteli, hoşça vakit paylaşabileceği, sosyalleşebileceği, kalbe iyi gelen, sanat dalı tiyatroya artan ilgililerini olağan ve faydalı buluyorum.

Mert Asutay;  Tiyatroya son yıllarda evet çok ciddi bir artıştan söz ediliyor. Kurum tiyatrolarında da durum böyle zaten özel tiyatroların sayısı çok arttı yani alternatif akım tiyatrolar zaten son on senedir ciddi bir artıştaydı sayısal olarak. Kurum tiyatroları da çok ciddi bir doluluk oranı ile oynuyorlar. Mesela şehir tiyatrosu adına bunu söyleyebilirim oradada çalıştığım için ama yine de şuna bakmak lazım biraz temkinli olmak lazım. Tiyatro sayısı tiyatro seyircisi sayısındaki artışın genel nüfus artışındaki yüzdesine o değişime de bakmak lazım. Hani bugün neredeyse gayri resmi yirmi milyonluk bi şehirden bahsediliyor. Hani varolan tiyatro seyircisi salonları doldurmuyor olabilir ama yirmi milyon için mesela İstanbul adına konuşuyorum çok mudur az mıdır bunu da tartışmamız lazım. Yani sadece nitelik olarak değil nicelik olarak da bakmak lazım. 

Çiçek Dilligil: Birincisi çok güzel bir genç ekip geliyor. 

Her türlü mekanda, alternatif mekanda alternatif işler yaparak çok yenilikçi, çağdaş işler getiriyorlar. Bu önemli ama bence daha da önemlisi belediyelerin yaklaşımı yani o kadar çok belediye, kültür sanat hizmeti içinde tiyatroyu, seyircileri ile buluşturuyor ki. İstanbul özelinde de bunu söyleyebilirim, Türkiye özelinde de, genelinde de bunu söyleyebilirim. Ama İstanbul özelinde çok büyük bir mecrada yaşıyoruz ve her yer İstanbul'da o kadar o kadar ulaşılamayan yerler var ki oradan insanların kalkıp bir tiyatro oyununa gelmeleri çok büyük külfet çok büyük zorluk. Zaman zaman bizler oranın ayağına giderek seyirciye biz ulaşarak karşılıklı birbirimiz ile buluşma yakalıyoruz. Buna da sebep oldukları için belediyeler kendi salonlarını açıyorlar, bir salon sıkıntısı var biliyorsunuz. Ama bu sıkıntıyı belediye salonları da çözmeye başladı. Çok güzel salonlarda oynuyoruz biz bu sene. Oralara giderek seyirci ile tiyatroyu buluşturup ilk defa tiyatro izleyip seven bir seyirci kitlesi yaratıyor ve bu son özellikle gördüğüm, gözlemlediğim kadarıyla beş altı senedir oldukça yoğun. İnsanlar tiyatroya gidiyor, seyrediyor ve büyük keyif alıyor. Tanımadığın bir şeyi sevemezsin. Tanışıyor bu tanışmayı gerçekleştirdikten sonra zaten o kişiler bu keyifi aldıktan sonra, kanına bir kere girdikten sonra tiyatro sevgisi onlar başka oyunlara da gitmeye başlıyor. bu şekilde büyüyor büyüyor diye düşünüyorum. 

Dört Kişilik Bavul Ekibi olarak aranızdaki arkadaşlığın sahnede oyuna ne gibi artısı oluyor, başınıza sahnede ilginç bir şey geldi mi?

Bekir Aksoy : Şimde sahnedeki bütün oyuncular kendine münhasır yapı olarak çok yalnız hissederler ve seyirci ile karşı karşıya geldiklerinde de bir şey sıkıntısı yaşarlar acaba başarılı olacak mıyım diye. Bunun da en büyük dayanağı karşındaki rol arkadaşındır. O kadar hem tecrübeli, hem deneyimli hem de iyi oyuncular olunca kendini çok rahat bırakabiliyorsun. Çünkü her yaptığının karşılığı var hatada yapsan onu örtbas edecek kapatacak arkadaşların var. Ya da iyi bir şey yapsanda onu köpürtebilecek daha da coşkulu hale getirebilecek bir oyuncu ekibi kadrosu var. O yüzden bu ekibin başarısı bence birbirini çok iyi analiz edip birbirlerini çok iyi tartabilen oyuncu ekibi olması.Sahnede tabi enteresan şeyler her oyunda bizim başımıza geliyor ama işte şudur diyeceğim bir şey yok da her oyunda biz kendi bazı hatalarımızı ya da kendi espirilerimize daha çok gülüp bazen seyirciden daha çok eğlendiğimizde oluyor. Ama benim aklıma gelen şuan spesifik şu oldu diyeceğim  bir şey yok.

Yasemin Hadivent : Biz perde önünde 4 kişi görünebiliriz fakat bir de perde arkasında bize destek olan  birbirinden değerli teknik arkadaşlarımızla kocaman bir ekibiz. İyi bir ekibiz. Bu da sahneye olumlu yansıyor.

Mert Asutay: Bizler gerçekten yakın arkadaşlarız. Yani yıllardır birbirini tanıyan daha önce çeşitli platformlarda, çeşitli çalışmalarda bir araya gelmiş insanlarız. Ve ben hep şunu düşünürüm. Bir oyuncu ne kadar rahat ise bir projenin içerisinde o kadar üretken olur o kadar keyifli olur. Bizim birbirimize olan hoşgörümüz, sevgimiz ve saygımız ve bütün bunların üstünde işimize saygımız bence üst düzeyde ve kendimizi rahat hissettiğimiz için de bu işe yansıyor diyebilirim. Ben kendimi çok huzurlu, çok mutlu hissediyorum bu ekipte olduğum için.

Çiçek Dilligil: Çok büyük bir etkisi var tabi ki. Bir kere öncelikle biz konservatuarlarda bile ilk sene öğrencilere güven oyunu oynatırız. Gözlerini kapatıp bir kişi bir kişiyi tutar gözü açıktır diğeri gözünü kapatır sonsuz bir güven ile mekanı dolaştırır veyahut kendini geri bırakır diğeri onu tutar. Sahnede güvenmek çok önemlidir. Ben Yasemin ve Mert ile ilk kez sahneye çıkıyorum ama Bekir ile çok uzun senelerdir hem konservatuar arkadaşıyız hem de ilk tiyatro yapmaya başladığımız dönemlerde de birlikte Kenter Tiyatrosunda oynadık. Son iki yıldır zaten sürekli bir başka oyunda vardı. Birlikte oynuyoruz, birebir partner oynuyoruz. Sonsuz bir güvence hissim var ve bu beni çok rahatlatıyor. Daha çok yakın tarihte oldu. Biz trak girdi deriz, bir anda beyaz sayfa açılır önünüze hiçbir şey hatırlamazsınız oyuna dair. Yani "ne oluyor ya ben niye buradayım" gibilerinden bir anlar olur. Geçenlerde çok daha yakın bir tarihte başıma geldi. Daha oyunun dördüncü beşinci repliğinde böyle Bekir' e baktım. Öyle bir boş bakmışım ki o bakışımla algılayıp Bekir hikayeyi bana iki lafla toparlayıp ne demem gerektiğini olması gerekeni gerçekten Bekir ve benim dışımda bunu kimsenin anlaması mümkün değil. Çok çok kısa bir sürede beni toparladı. Bunlar çok önemlidir. Zaman zaman birbirimize çok gülüyoruz. Zaman zaman değil hatta bir çok zaman gülüyoruz. Çünkü çok eğlenceli, çok komik bir oyun ve her oyun tabi sponten şeyler oluyor ama buralarda tabi işin içine profösyonellik giriyor yani o kadar tatlı bi gülme oluyor ki seyircinin de çok hoşuna gidiyor ve bu oyunun gidişatını etkilemeyen bir durum oluyor. Böyle bütün bunları çok rahat halledebiliyorsunuz sahne üzerinde. Oyuncular birbirine güvenince ve keyif alınca. 

Tiyatro yapmak mı, dizi oyunculuğu mu hangisi sizce daha keyifli? 

Yasemin Hadivent; Sahnenin kıymeti bir başka olsa da açıkçası dizi oyunculuğu, tiyatro oyunculuğu diye ayırt etmiyorum. Ben bir oyuncuyum. Mesleğimi çok seviyor ve keyif alıyorum.

Tiyatro ve sinema dersek dizin tercihiniz nasıl oluyor, sezondaki yeni tiyatro oyunları ve oyuncuları hakkındaki düşünceleriniz?

Bekir Aksoy; Şöyle ikisi birbirinden farklı bi iş değil sonuçta oyunculuğun diğer kolu sadece şöyle bir şey zamanla ilgili tiyatroda oyununu oynuyorsun ve evine gidiyorsun. Dizi bir bekleme süreci yaşıyorsun o süre içinde  ne kadar sıkıldığın ile iniltili bir şey. Eğer o zaman dilimini tölere edebiliyorsan dizi oyunculuğununda tiyatro oyunculuğundan hiçbir farkı yok. İkisinin de getirisi ve götürüsü çok farklı. Dizi ile direkt insanların evlerin içine girip konukları misafirleri oluyorsun ama tiyatro sahnesinde insanlar senin evine gelip senin konuğun oluyor. İkisinin ayrı lezzeti var. O yüzden ayrı ayrı ayrıştırmaya gerek yok. İkisinin de duygusu farklı ve benim için ikiside keyifli.

Yasemin Hadivent  Sinema yönetmenin, tiyatro oyuncunun sanatı. İkisini de yakından takip ediyorum. Başrolünü üstlendiğim dizilerde tiyatro yapabilme fırsatım olamıyordu. Hem sevdiğimden, hem bana emek vermiş rahmetli Savaş Dinçel, Müjdat Gezen, Mustafa Alabora, Betül Arım, Göksel Kortay gibi değerli hocalarıma bir nev-i vefa borcumu da ödemeye çalışıyorum sahnede olarak. Sinemaya gelince, her zaman, gerekirse bir tane olsun ama yıllar sonra bile iyi ki diyebileceğim özel bir iş olsun diyorum. Buna özen gösteriyorum. Seçiciliğim bundandır. 

Bu seneki oyunlara gelince; çok iyi oyunlar, çok sıkı oyuncular var. En son izlediğim oyun; Süper İyi Günler.
Hem oyunun konusu itibariyle hem de oyunda kullanılan high-tech animasyonları itibariyle, oyuncuların performansları itibariyle mutlaka izlenmeli. Dünyada Karşılaşmış Gibi, Kral Lear, Zengin Mutfağı gibi bir çok merak ettiğim oyun, listemde. Daha gidilecek çok oyun, izlenecek çok film var. : )

 Mert Asutay : Tiyatro yapmak elbette. Çünkü bizim oyunculuğun kökeni tiyatro. Yani sahne oyunculuğu elbette dizide de keyif alıyorsun, dizide de bir karakter yaratıyorsun falan ama tiyatro gibi olduğunu söyleyemem. Tiyatro kadar tabi derin detaylı çalışamıyorsunuz, çok hızlı çalışmanız lazım sette yani neredeyse bir günde elinize geçen teksi ezberleyip, çalışıp oynamanız gerekiyor. Çok detaylı bir çalışma yapamıyorsunuz önceden rol ile ilgili aslında. Dolayısıyla tiyatro çok daha heyecanlı ve heyecan verici bizim için. Ama ben asla kamera oyunculuğunu da küçümsemiyorum. Ondan da içinde bulunduğum zaman keyif almaya çalışıyorum. 

Çiçek Dilligil : Tabi ki tiyatro. Kesinlikle tiyatro, her zaman tiyatro. Et ete, can cana, nefes nefese seyirci ile birlikte, günahınızla sevabınızla herkesin karşısındasınız.

Özellikle biletli oyunlar ve ücretsiz düzenlenen oyunların günümüz tiyatrosunda önemi ile ilgili neler söylemek istersiniz? 

Bekir Aksoy : Türkiye'de çok başarılı oyuncular var. Çok fazla tiyatroya gitme şansımız olamıyor neredeyse her gece ben iki oyundada oynadığım için her gece bir sahne performansı zaten içindeyim. Ama dışardan duyduğum kadarı ile iyi oyunlar, özellikle bu sene doğru prodüksiyonlar var. O yüzden Türkiye'de kendini yenileyen bir yapı var dünyadan da çok farklı örnekler alıp getirebiliyor artık Türk tiyatrosu. Bunlarda miks olunca Türk kültürü ile birleşince de farklı işlerde çıkıyor.O yüzden hatta yeni denemeler dünyada denenmemiş işlerde Türkiye'de yapılmaya başlandı.

Ciddi bir potansiyel var zaten Türkiye'de. Şimdi bu değerlendirilebilirse Türk Tiyatrosunun önü dünyada da çok açık olacağını düşünüyorum. O yüzden başarılı işler, başarılı performanslar var diyebiliyorum.
Aslında biletsiz seyircinin yani tiyatroya çok faydası olabilecek olduğunu düşünmüyorum. 

Ama şöyle bir durum var tabiki belediyelerin bu anlamda bir desteği oluyor iyi oyunları seyirciye ulaştırmak anlamında ama sanat her zaman tabi aslında pahalı olmasada hak ettiği değeri maddi olarak bulması gerekiyor ki sanatçınında kendini geliştirmesi, kendi bilgisi görgüsünü arttırması için dünyaya entegre olması için bu maddi kazancı sağlıyor olması lazım. Ama tabi belediyeler bu anlamda tiyatrolara ciddi destek verdikleri için bedava oyun diyip bakmamak lazım ona sonuçta bir bedel ödeniyor ona ama halk bundan yani kendi sınırları içindeki insanlar buradan sanatsal anlamda besleniyor ve iyi oyunlarda tiyatroyu sevdirmek için sonrasında da büyük bir ihtimal ile sonrasında da daha iyi oyunları izlemek için kendi parasını kendi cebindende gitmek ihtiyacı duyacaktır. O yüzden çok büyük paralar diye düşünülüyor ama dünyada inanın bizde oynanan oyunların fiyatları herhalde bir on katı fiyatlar ödeniyor seyirciler tarafından o yüzden biletli oyunlarla biletsiz oyunlar arasında sadece kalite farkı var. Ama insanlar tiyatro kültür edindikten sonra bilet parası vererek oyuna gidecektir. 

Yasemin Hadivent:   Ücretsiz düzenlenen oyunların tiyatroya seyirci kazandırmak açısından taşıdığı önem asla yadsınamaz . Ülkemizde halen maddi yetersizlikler ve bunun gibi çeşitli nedenlerden ötürü hiç tiyatro izlememiş bir kesim bulunmakta , yapılan ücretsiz etkinlikler bu sanat dalına hevesli insanları  kazanmak açısından önem arz etmektedir.

Mert Asutay: Sanırım bir önceki soruda bunun cevabını verdim. Tiyatro elbette. Sezondaki iyi, yeni oyun ve oyuncular hakkındaki düşüncelerim, elbette gayet iyi işler var. İzlerken büyük keyif duyduğu, onur duyduğum işler var. Oyunculuklarından çok keyif aldığım tabiki usta isimler var. Bir de onun yanı sıra pırıl pırıl gençler var. Hep iyiye doğru evrilebildiğini düşünüyorum tiyatronun zaten kötü de tiyatronun içinde barınamaz yani, dediğim gibi er meydanı sahnedir. Sahnede ters bir şey olduğu zaman bir yanlışlık kötü bir performans olduğu zaman zaten bu bir sonraki oyuna bir ikinci projeye taşınmaz. Zaman akıp gider, iyiler kalır. 

Ücretsiz olarak evet belediyeler böyle bir kültür hizmeti yapıyorlar, tiyatronun pek ulaşamadığı noktalarda seyircinin daha çok oluşmadığı halkın tiyatroya yabancı olduğu beldelerde, bölgelerde ücretsiz sergilenmesi seyircinin tiyatro ile tanışması anlamında olumlu. Ama sıfır liraya da oyun oynanması belki ilk oyunlar için böyle ama devamında mutlaka tiyatronun bir ederinin, değerinin olması gerekiyor.Bir tiyatro biletinin yani insanların bunu satın alma bir sanat eserini izleme özelliğini, güzelliğini satın alması gerekiyor. Bunun için bir mesai harcaması gerektiğini, bir ücret ödemesi gerektiğini de öğrenmesi gerekiyor bence. Yani çünkü sürekli biz bedava oynarsak oyunları ki bu denendi Türkiye'de de. Çok ucuz bir lira gibi, bu seferde başka bir şey oluşuyor çok ciddiye alınmayan etkinlik oluşuyor. Açıkçası onu çok hoş bulmuyorum ben.

Çiçek Dilligil : Yani her zaman dediğim gibi tiyatroyu tercih ederim ama benim için sinemada büyük keyifle izleyicisi olduğum bi sanat dalı. Yani içinde de oldum, filmlerimde var ama hiçbir zaman tiyatro kadar yoğun olmadı. Tercihim de olmadı. Ama iyi bir izleyiciyimdir. Özellikle Oscar filmlerini şuan öyle bir dönemdeyiz. Çok ciddi izleri, evimizde de izlenir. Değerlendirilir. Oscar geceleri, partileri falan yapılır. Yani iyi film izleyicisiyimdir. Bu senede ben son altı senedir Afife Jale Ödüllerinin Jüri üyeliğinde olduğum için yüzotuz, yüzkırk oyun izliyordum. Bu sene oynamaktan tabi ki o kadar izleyemiyorum. Yani o zaman bir meslek gibi yaklaşıyorsunuz meseleye çünkü çok önemli. Değerlendirmeniz gerekiyor, ne kadar çok insan izleyip neler olduğunu o kadar farkında olduktan sonra değerlendiriyordum. Ama bu sene daha keyifimce, daha zaman yetiştirebildikçe, çünkü biliyorsunuz oyunumuz Bavul çok oynanıyor, güzel ki, şükür ki. O yüzden daha seçeneklerim az oluyor ve bu sene daha fazla film izleyebildim tiyatrodan bu seneye özel. Ama şahane işler yapılıyor, çok yetenekli, çok güzel oyuncular var. Çok iyi tasarımcılar başladı. Güzel oyunlar yazılıyor, büyük projeler, atılımlar yapılmaya başlandı. Ya da çok farklı heyecanlar verici işler var. Güzel bir sezon belli ki. Dediğim gibi ben bir kısmına yetişebildim henüz ama devam ediyorum izlemeye.

Sanat, bedelli bir şeydir. Ücretsiz olması çok doğru gelmiyor bana. Evet zaman zaman ücretsiz gösterimler tabi ki yapılır ama kime, neye yaptığınızla bağlı orantılı olarak yani bunu bir sosyal sorumluluk gibi yaparsınız dersiniz hiç önemli değil bakın bedel derken bir ya da on ya da yüz kelimesini zikretmek istemiyorum ama bir bedel karşılığı olması gereken birşeydir sanatın her dalı. Çünkü bir yaratıcılık vardır. Bir süreç vardır. Ve bu süreci bedava sunduğunuz zaman biraz değersiz kılıyor olabilirsiniz. Bu kişisel cebe giren fiyattan bahsetmiyorum, paradan bahsetmiyorum. Sanata biçilebilmiş bedelden bahsediyorum. Yine altını çizerek bahsediyorum ki bu bedeli bir ya da on olarak da söylemiyorum. Sadece bu yaratım sürecinin bir bedeli olması gerektiğini çünkü bu böyle ücretsiz ücretsiz ücretsiz olarak sıradanlaştırılıp, değersizleşebilir bundan korkarım.

Oyununuz Bavul günümüz yüzyılının sorununa tam damga vuruyor, İlişkiler, saygı ve tabi işin Uzmanı psikologlara düşen görevler hakkında, peki sizce eğlendirirken düşündüren tiyatro mu sahnelenen oyunlar mı?

Bekir Aksoy : Aslında tabi bizim oyunumuzun her zaman kalıcı olmasının en büyük nedeni ilişkiler üzerinden kurulması. Kadın erkek ilişkileri üzerinden ama tabiki insan ilişkileri insan varolduğundan beri süregelen bir şey. Ve aşkta bunu en besleyen duygu. Zaman  zaman tüketen zaman zaman besleyen o yüzden bizim oyunumuzun en büyük şeyi belki de insanlar bu anlamda izlenir kılabileceği şey insan ilişkilerinin daha eğlenceli bir şekilde anlatıyor olması. O yüzden aslında tabiki şuan belki günümüzün sorunu psikoloji üzerinden yürüdüğü insan ilişkilerinde zaman zaman psikolojide insanları tek tip protatip hale getirdiğine inanıyorum ve doğru olmadığına inanıyorum. Çünkü herkesin kendi duygusu ve kendi gerçekleri içinde aşk duygusunu, sevgi duygusunu, nefret duygusunu acıyı yaşıyor. Bu anlamda belki psikolog ve psikiyatırlara işler düşüyor ama bu sadece bir ilaç verip insanları uyutmak değil.

Onları kendi iç dünyalarındaki yaşadıkları şeyler ile barışmalarını sağlayacak bir metodun olması gerektiğini düşünüyorum. O yüzden bazen bizim oyunumuz ben kendim içinmdeyken bile ilişkileri irdelerken Filiz'in Bedri ile tahminlerini Bedri'nin de Filiz ile ilgili tahlillerinin doğru olduğunu, ikisinin ap ayrı insanlar olduğunu ama buluştukları anda birbirlerini tamamlayabilecek bir tarafları olduğunuda görüyorum. Bu aslında psikolojik bir açılım değil tam tersi ruhsal bir birleşme olduğunu düşünüyorum. O yüzden psikolog ve psikiyatırlara çok iş düşüyor ama amaç yönlendirmek değil amaç insanların kendisini çözmesi üzerinden olmalı diye düşünüyorum.O yüzden oyunumuz evrensel bu yüzyılın değil bundan sonraki yüzyıllarda da devam edecek bir aşk ilişkisini anlatıyor.

Yasemin Hadivent : Tiyatro yaşamın sahneye uyarlanmış halidir dolayısıyla yaşamın içindeki tüm detayları bünyesinde barındırır. Hayatın acı , tatlı tüm yanlarını sahne üzerinde yeniden yaratmakta izleyiciyi salt eğlendirmekten öteye götürerek düşünmeye ve hayatı sorgulamaya yöneltir.

Mert Asutay: Bence iyi bir şey yaptığınız zaman bunun illah bir mesajının olması gerekmiyor mesajının olmaması da gerekmiyor zaten yani o ayırımı çok sevmiyorum yani toplumsal oyunlar salt komedi dediğimiz insan almak istedikten sonra hani algınız açıksa reseptörler açıksa siz zaten en suya sabuna dokunmayan oyundan bile bir şeyler alırsınız ya da tam tersi alıcılarınız kapalı ise size çok büyük şeyler söyleyen, söyleme niyetinde olan oyundan hiçbir şey alamazsınız. Yani daha doğrusu şöyle diyelim verilmek istenen mesaj zaten sizin algılayabileceğiniz kadardır. Dolayısıyla iyi bir iş yapılsın benim için önemli olan o. Her ne ise sergilenen tarz olarak her ne olursa, sevgi olsun, iyisi yapılsın ben iyisinden yanayım. 

Çiçek Dilligil:  Ya zaten bir derdiniz varsa sanat yaparsınız. Bu tiyatro içinde geçerli, bir sözünüz vardır. Sözünüzü söylemek istersiniz bunu eğlenceli bir biçimde söylersiniz, veyahut eğlenerek söyleyemeyeceğiniz kadar dramatik bi olay vardır. Daha dramatik anlatılır, daha gerçek anlatılır bir sürü tiyatro biçimi, oyun biçimi vardır. Evet bir komedi oynuyoruz ama bunu komedide sözümüz var. Hani bu oyunda farklılıklardan bahsediyoruz. Her türlü farklılığın aşkla aşılabileceğini anlatıyoruz. Tabi ki günümüze çok gönderme var. Yani günümüzdeki kadın prototipine erkek prototipi olduğu için biraz daha karikatürize edilmiş ve belli prototiplere selam çakan, eğlenen bir oyun. Ama tabi ki bir sözü var. Yani düşündürmek iddealı olabilir. Ama bir şey söylemek dersek evet zaten sanat yapıyorsanız bir şey söylemek için yapıyorsunuzdur. Bu her sanat dalı için geçerli. 


Bavul için nasıl biraraya geldiniz? Biraz anlatabilir misiniz?

Bekir Aksoy : Beni Çiçek aradı Levent Tülek ile beraber. Biz daha önce Çiçek ile beraber bir projede yer almıştık. Daha önce geçmişimizde var ama geçen sene çok yakın ve geçmişten benimde yazdığım bir oyun "çocuk istiyorum" da beraberdik ve zaten bir şey yapmak istiyorduk. Ama bir türlü o ne yapacağımızı, nereden ilerleyeceğimizi bilemiyorduk. Levent ile beraber işte Karart Kültür Sanat ile konuşulduktan sonra aa evet hep beraber bunu yapabiliriz dedi. Hatta benim rolümde gerçekten hani aslında benim oynamak isteyeceğim bir rol olup olmadığını bende ilk başta karar verememiştim biraz ters köşe karakterdi. Ama tabi onu diyorum biz maceranın içindeyiz bu macerada biz aslında surviever gibi iyi iş yapıp yapamayacağımızı görüp kendini deniyor, sınıyorsun. Ve gerçektende bu deneyimi yaşamak istedim.Ve güveneceğin insanlar olunca çevrende Levent Tülek, Mert Asutay, Yasemin sonradan aramıza dahil oldu.Onlarla beraber bu ekip oluştu. Sanki ilk andan itibaren oyun çıkmış gibiydi. İlk provadan itibaren herkes birbiri ile çok eğlendi çok keyif aldı.Yani aslında ekip oyunu bulmadı, oyun ekibi buldu ve onun üzerinden böyle birleşim gerçekleşti. Çok keyifli gidiyor şuan.

Yasemin Hadivent: Açıkçası Amerika’ya gitme planları yaparken, Bekir’le karşılaşmamız hayatın biz planlar yaparken başımıza gelenler olduğunun en  iyi örneği galiba. Bana oyundan söz etti. Yönetmenimiz Levent Tülek ve diğer oyuncu arkadaşlarımızla biraraya gelince de kimyamız tuttu ve provalara başladık. Bekir zaten arkadaşımdı ama Çiçek ve Mert’le bu oyun vesilesiyle biraraya gelmiş olduk.

Mert Asutay : Yönetmenimiz Levent Tülek, Karart Kültür Sanat Yapım'la yapımcılarımızla bu proje için bir araya geliyorlar, Levent bu oyunu sahneye koymaya karar veriyor yapımcılarımızla birlikte daha sonra kast oluşturuluyor. Ben, Çiçek ve Bekir'den bir sonra dahil oldum olaya. Yani olayın çok öncesini bilmiyorum, farkında değildim sonra dahil oldum. Bana teklif edildiğinde de zaten isimler beni çok heyecanlandırdı, benim çok sevdiğim hem oyuncu olarak  ve insan olarak kalitelerine çok saygı duyduğum arkadaşlarımın  isimleri beni çok heyecanlandırdı. Bir de tekside çok sevdim açıkçası yapımcılarımızla tanışınca onlarıda çok sevdim. Bir de üstüne üstlük sonra Yasemin de benden bir sonra aramıza katıldı. Yasemin' ide çok çok sevdik. Çok iyi ve çok kaliteli bir oyuncu oda. Ve böyle bir araya geldik iyi ki de gelmişiz. 

Çiçek Dilligil :  Beni Levent Tülek aradı. Böyle bir tekst var. Bunu sana göndermek istiyorum. Bir oku bakalım düşünür müsün diye. Çok yakın arkadaşımdır, aile dostumdur, birlikte de senelerdir iş de yapıyoruz zaten. Öncelikle zaten bizim Levent'in yöneteceği bir şey olduğu için içim son derece rahat bir şekilde bir bakayım tamam dedim. Role bakayım. O kadar sevdim ki rolü. Oyunda öyle ve sonra uyarlamaya karar verilince bizden bir şey olması daha da heyecanlandırdı. Dediğim gibi geçen senelerden beri Bekir'le tekrar buluşup birlikte oyun oynuyorduk. Yine yeni bir proje daha vardı kafamızda. O proje mi bu proje mi derken hemen Bekir'i aradım. Bekir dedim daha doğrusu Levent'e sordum. Levent'te çok hoş olabilir dedi. Bekir'i aradım bak böyle böyle bir oyun var gel hadi bunu beraber yapalım diye hemen ona yolladım. O da çok sevdi, o da hemen tamam dedi. Mert Asutay zaten benim çok heyecanlandığım isim oldu. Çünkü ben çok sahneye birlikte çıkmak istediğim bir oyuncudur. Çok iyi tanışmazdık, merhaba merhabamız, camia içinden tanışıklığımız vardı. Sahne üzeri tanışıklığımız ilk defa oldu. Ama Levent'in uzun senelerdir yol arkadaşıdır birlikte kurum tiyatrolarında da oynadı. O Mert'i söyleyince çok büyük heyecan duydum. Ardından da Bekir Yasemin ile bir yerde karşılaşıp Yasemin'de var, böyle böyle harika olur derken biz bu şekilde buluşmuş olduk. 

Bavul oyunu dışında neler yapıyorsunuz? Yakında dizi, sinema ve başka projelerde de sizleri görebilecek miyiz?

Bekir Aksoy : Şuanda Şehir Tiyatroları'nda bir oyunda oynuyorum. "Felatun Bey ve Ragıp Efendi" diye o devam ediyor. Tabi dizi sektörü az öncede söylediğim gibi biraz sıkıntılı sorunlarda yaşanıyor o yüzden bizim işimiz süreklilik üzerinden kurulu bir iş yapıp üç bölüm sonra üç hafta sonra kalkacak bir işin içinde olmak kimse istemez. O yüzden hem beni mutlu edecek, ekip olarak keyif alacağım aynı zamanda sürebileceğini düşündüğüm bir iş olursa orada olmak isterim. Tabiki bir kaç görüşme yapıyorum. Ama birkaç unsurun birarada olması gerekiyor. İşte senaryo, ekip, kadro, maddi kazanç bunları alıp alamayacağın hepsi iç içe olduğu zaman tabiki bir iş televizyona dair yapılacaktır. Bir sinema filmi çekmiştim Şef diye başka işlerde bu anlamda geliyor, görüşmeler yapıyoruz. 

Yasemin Hadivent :  Setleri özledim. Her an sürprizler olabilir.

Mert Asutay : Valla sezonun sonuna doğru geliyoruz açıkçası bu soruya bir üç dört ay sonra daha net cevap verebilirim. Proje her zaman kafada var ama bunun vücuda gelmesi, hayata geçirilmesi her zaman mümkün olmuyor ya da bir takım sürprizler olabiliyor. Hesapta olmayan bir şeyler hayatımıza girebiliyor ilerde daha doğru cevap verebilirim buna. 

Çiçek Dilligil : Bavul dışında benim senelerdir sürmekte olan iki tane okulda eğitmenliğim var. Bir Eyüpoğlu Koleji'nde her sene liselere bir oyun sahnelerim. Şuan onun provalarındayım bir yandan diğeri de senelerdir Müjdat Gezen Sanat Merkezi Aktör Stüdyonun Genel Sanat Yönetmenliğini artı hocalık ve sene sonu oyununun yönetmenliğini yaparım. Onlarla da şuan bir müzikal oyun çalışıyoruz. Bunlar devam ediyor. Televizyon artı internet televizyonculuğu birlikte artık yürümeye başladı oraya bi çocuk programım var. Onun çekimleri var bir de şuan da tamamen internet televizyonu, internette yayınlanan bir televizyon kanalı için bir dizi çekmeye başladık. Çok zeki, eğlenceli bir komedi. Şuan için bunlar ama projeler çok. 

Geniş bir turne takviminiz var, hep kapalı gişe oynadığınızı duyduk seyirci ile iletişim nasıl? Bavul’a ilgi nasıl? 

Bekir Aksoy : Şimdi bizim ekibimiz o kadar ahlaklı ki aslında bu anlamda, sahnede bir kişi de bizi izlemeye gelse bin kişide gelse aynı performans, aynı heyecanla sahnede oluyoruz. Seyircinin teveccühü bizim oyunumuzu izlemek yönünde olduğunda ve oraya geldiğinde gerçekten çıkışta ben hep şunu hissediyorum, evet iyi bir iş yapıyoruz. Gelen insanlar, bizi izleyen seyirciler, misafirlerimizin hepsi çok keyifle oradan ayrılıyorlar. Özellikle beni mutlu eden çocuk yaşta olacak seyircilerimizde buraya geldiğinde bizi izlediğinde hem tiyatroyu severek hem tiyatrodan keyif alarak ayrılıyor ve aileleri de onların bu sevgisinden çok ciddi besleniyorlar ve bize gerçekten teşekkürlerini hep iletiyorlar. O yüzden evet sağolsunlar şuanda belki performans olarak Türk özel tiyatrosundaki en sık oyun oynayan kadro ve ekip biziz ki, benim diğer oyunum olmasına da rağme biz şuanda tabi birazda tarihler noktasında zorlandık ama sağolsunlar hem Karart Kültür Sanat, hem bizim ekibimiz bu anlamda çok fedakarlık yapıp herhalde ayda on onbeş oyun arasında bir performans sergiliyoruz şuanda ve bunların hepsinde yüzde sekseni doksanı full oynuyoruz. O yüzden çok önemli bir oran yediyüz, sekizyüz kişilik, bin kişilik sahnelerde oynadık ve bunları doldurmak şuan hiç ama hiç kolay değil o yüzden hem seyirci bizden, bizde seyircilerimizden çok keyif aldığımızda çok ciddi bir performans sergiliyoruz inşallah bu böyle devam edecek. 

Yasemin Hadivent : Bu doğru. Oldukça geniş bir turne takvimimiz var. Karart Kültür Sanat bu anlamda çok sıkı çalışıyor. Ve bizi ülkemizin hemen hemen her yerinde seyirciyle buluşturmaya gayret ediyorlar. Seyirci mutlu. Seyirci mutlu ayrılınca biz de mutlu oluyoruz. Bazen büyük reaksiyonlarla, bazen mahçubiyetten tebessümle ama hep gözler ışıl ışıl karşılanıyoruz. Bu paylaşım bence harika. Şahsım, oyuncu arkadaşlarım ve tüm ekip arkadaşlarım adına seyircilerimize teşekkür ediyorum.

Mert Asutay : Gerçekten kapalı gişe. Yani sözün gelişi değil. İlgi muhteşem ve ben gitmediğim bir çok şehire de gittim bu sayede. Hakikaten seyircinin kalitesi beni çok etkiledi. Hani salon dolar da, o oyunu nasıl izlerler seyirciler falan. Çok kaliteli bir seyirci var. Çok doğru yerlere reaksiyon veren, çok dikkatli ve zaten halkın o sıcaklığını söylemeye falan gerek yok. Muhteşemler ben çok çok keyif aldım. 

Çiçek Dilligil :  Evet evet harika. Daha da çok yere gideceğiz. Gittiğimiz her yer de çok ilgi ile karşılanıyoruz. Bir kere bir yerden sonra seyirci oyuna çok katılıyor ve çok yerinde kendinden şeyler buluyor. Bu hiç farketmiyor yani kadın ve erkek ilgili neresi ve nerede olursa olsun sarıp sarmalıyor, büyük ilgi ile karşılaşıyoruz. Çok mutlu ayrılıyor seyirci ve en önemlisi de bu. 

Son olarak sizlerden bu yeni yıl ve devam eden sezonda izleyenlerinize, sanatsever ve tabi ki tiyatroseverlere mesajınızı alabilir miyiz? 

Bekir Aksoy : Gülmekten ve eğlenmekten korkmasınlar. Gelsinler ve bizle bağıra bağıra, çığlık ata ata kahkaalar ata ata gülüp eğlensinler biz başka bir şey istemiyoruz.
Yasemin Hadivent : Oyunumuza ilgi gösteren tüm seyircilerimize sizlerin aracılığıyla teşekkür ederim.

Mert Asutay Tiyatro en kadim sanat. 2019'da da seyircilere, seyircilerimize sanat dolu, sevgi dolu, mutluluk dolu, huzur dolu bi yıl diliyorum. Sanatla dolu olun, sanat gerçekten iyileştirir insanı. Herkese sevgiler.

Çiçek Dilligil: Bizi ihmal etmeyin.  

Anahtar Kelimeler:
BavulBavul Oyuncuları
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.