Davutoğlu Devlete yönelik bir casusluk faaliyeti söz konusu

Başbakan Ahmet Davutoğlu Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül kararını değerlendirdi ve , “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik bir casusluk faaliyeti söz konusudur” dedi.

02 Mart 2016 Çarşamba 15:43
Davutoğlu  Devlete yönelik bir casusluk faaliyeti söz konusu






 

 

Davutoğlu  “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik bir casusluk faaliyeti söz konusudur” 

Başbakan Ahmet Davutoğlu Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül kararını değerlendirdi ve , “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik bir casusluk faaliyeti söz konusudur” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bu belgeleri verenlerin emeli açıktır. Türkiye Cumhuriyeti Devletini uluslararası düzlemde baskı altına almaktır. Tutuksuz yargılanma esastır, dedim. Karar verecek olan mahkemedir. AYM yürüyen bir davaya yapılan müracaatı değerlendiriyor. Yargı süreci tamamlanmadan AYM'ye başvurulamaz. Esasından koparılıp basın özgürlüğü olarak yansıtılması açık müdahaledir" ifadelerini kullandı.

Bilindiği üzere Cumhuriyet Gazetesi Genel yayın Yönetmeni görevini sürdüren Can Dündar ve Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi görevini yürüten Erdem Gül Casusuluk sıçlamasıyla 26 Kasım 2015 tarihinde tutuklanmışlar ve 92 gün tutuklu kaldıktan sonra AYM’ye yaptıkları başvuru sonucu geçtiğimiz hafta tutukluluk kararı kaldırılmış ve cezaevinden çıkmışlardı.

 AYM’nin aldığı bu karara ilk tepki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan gelmiş ve Erdoğan karara hem saygı duymadığını hemde uymadığını açıklamıştı.

Cumhuriyet Gazetesi genel yayın Yönetmeni Can Dündar tutukluluk halinin kalkmasından sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir yazı yazmıştı.Sosoyal medyada en çok okunan yazılar arasına giren bu yazının tam metni:

Bir yandaş yazı denemesi Erdoğan’a açık teşekkür Sayın Cumhurbaşkanı, Bütün dünya biliyor ki, son üç aylık tutukluluğumuzu sizin şahsi şikâyetinize ve bir dediğinizi iki etmeyen sulh ceza hâkimlerinin şaşmaz itaatine borçluyuz. Birkaç nedenle bu tutukluluk için size teşekkür borçlu olduğumu düşünüyorum. Hapislik, benim mesleki kariyerimde bir eksiklikti; sayenizde onu tamamladım. Artık dinlemekte olduğunuz bir telefonum olmamasının rahatlığıyla nicedir okuyamadığım kitapları okudum; hiç yazamadığım kadar çok yazı yazdım, (hatta artık sizin tarafınızdan tutuklanma riski kalmadığından daha da rahat yazdım), dışarıdayken spor yapamazdım; içeride bol bol volta attım, top oynadım. Başka insanları, hayatları tanıdım. Bir yazı insanına ömür boyu yetecek malzeme damıttım. Hiç görmediğim kadar çok milletvekili ve avukat dostu ağırladım. Bunlar da sayenizde… Hayatımda kaç tane kaldığını bilemediğim yılbaşlarından birini içeride geçirmemi sağladınız; bu sayede sevdiklerinle geçen bir yılbaşının kıymetini hatırlattınız bana… Bizi içeri atarak, ülkenin tırmanan iç savaş ortamından, domuz gribi salgınından, kirli havasından, karından kışından korunmamızı sağladınız. Genellikle ölümden sonra kısmet olan, ne kadar sevildiğini bilme, arkandaki desteği hissedebilme ayrıcalığını bize bağışladınız; hiç talip olmadığımız, hak da etmediğimiz bir alaka kuşatmasına vesile oldunuz. Sayenizde, geçen sene hiç kitap yazmadığım halde “Yılın en iyi yazarı” sıralamasında Orhan Pamuk’u geride bırakıp birinci seçildim. Ne zahmet ettiniz… Bize, her gazetenin havuzda boğulmayacağını, her kuşun etinin yenmeyeceğini gösterme şansını bahşettiniz. Samimiyetle şükranlarımızı sunuyoruz… *** Yıllardır içeride yatan, ağır tecrit koşullarını soluyan, açtığınız binlerce hakaret davasına muhatap olanların yanında bizim üç aylık tutukluluğumuzun lafı bile olmaz, ama hapse atarak bize bir kürsü sundunuz ve onlara ses olma fırsatı verdiniz; bunun için de hasseten teşekkür ederiz. Bir de hani şu devlet sırrı damgası vurarak bütün dünyadan saklamaya çalıştığınız, haber yaptık diye bizi içeri attığınız MİT TIR’ları meselesi vardı ya; siz bizi içeri atınca o konu Japonya’dan Kanada’ya, Okyanusya’dan Endonezya’ya kadar duyuldu; bilmeyen kalmadı; bu katkınız için de ne kadar teşekkür etsek az… Aklınıza sağlık. Sadece o mu? Türkiye’deki otoriterleşmeyi, hukuksuzluğu, savaş tehlikesini de zindandan bütün dünyaya duyurma şansı bulduk; hangi güç bana aynı ay içinde Guardian’dan Der Spiegel’e, Washington Post’tan Le Monde’a kadar yazı yazma şansı yaratabilirdi ki; kim Amerikan Başkan yardımcısının ailemle görüşmek istemesini sağlayabilirdi ki; sizin kontrolsüz gücünüzden başka… Tetikçileriniz ve sizin desteğinizle, yıllardır hasret kaldığımız bir mesleki dayanışmayı, ulusal ve uluslararası çapta soluyabildik, yüzlerce insanı “Umut Nöbeti”nde birleştirebildik; tahliyemizde birlikte nicedir hasret kaldığımız bir zafer havasına girebildik, kızlı erkekli oturup şarkılar söyleyebildik; eksik olmayın. Nihayet en son Anayasa Mahkemesi’nin, “Yetti artık, burada biz de varız” diyen kararını da, hukuku hiçe sayan otoriter tavrınıza borçluyuz; bunu da inkâr edemeyiz. Söylemesi ayıp, evin de epey borcu birikmişti; haksız tutuklamadan alacağımız tazminatla onu da kapatmamıza katkı sunacağınızı umuyor, şükran duygularımın kabulünü rica ediyorum. Kaygılarımızla…

Son Güncelleme: 02.03.2016 15:51
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Yılmaz 2016-03-02 21:11:05

devletin büyüklüğünün farkında olan ve ülkemizin gelişeceğini bilen tüm dış güçler bunun önüne geçmek için elinden geleni yapıyorlar.