Erdoğan:Yapmamız gereken başkanlık sistemine geçmektir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Türkiye Anayasa Platformu tarafından düzenlenen 'Yeni Anayasa İçin Hep Birlikte' temalı programa katıldı.

28 Ocak 2016 Perşembe 16:08
Erdoğan:Yapmamız gereken başkanlık sistemine geçmektir






 

Erdoğan:Yapmamız gereken başkanlık sistemine geçmektir.

    
   Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Türkiye Anayasa Platformu tarafından düzenlenen 'Yeni Anayasa İçin Hep Birlikte' temalı programa katıldı. ATO Congresium'da gerçekleştirilen programda konuşan Erdoğan, etkinliğin ev sahipliğini yapan platformun yeni Anayasa çağrısına şu ana kadar yaklaşık 300 STK'nın destek verdiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Türkiye Anayasa Platformu'nun 'Yeni Anayasa İçin Hep Birlikte' çağrısının şu ana kadar yaklaşık 300 sivil toplum kuruluşumuz tarafından desteklendiğini öğrendim. Bu sayının kısa süre içinde çok daha yüksek rakamlara çıkacağına inanıyorum. Bunun ülke genelinde milletin birliğine bir çağrı olduğuna inanıyorum. Bu mesele herhangi bir kurumun veya herhangi bir şahsın değil, milletimizin meselesidir. Millet kendi meselesi olan yeni Anayasa talebine kendisini temsil eden sivil toplum kuruluşları aracılığıyla sahip çıkıyor. Ondan dolayı teşekkür ediyorum" 

   Erdoğan, "Hem seçilmiş başbakan hem seçilmiş cumhurbaşkanıyla bu sistemin yürümesi fevkalade güçtür. Yarın cumhurbaşkanı farklı başbakan farklı önceliklere sahip değişik siyasi anlayışlardan olursa bu iş nasıl yürüyecek? Yapmamız gereken bu kriz halinin ortaya çıkmasını beklemeden bugünden tedbiri almak, yarım kalan işi tamamlamaktır. Yani başkanlık sistemine geçmektir" dedi.

   Yeni Anayasa çalışmaları kapsamında daha önce başkanlık sistemi için işaret ettiği arama konferanslarına vurgu yapan Erdoğan, "Demokrasiye inanan herkesin milletin talebine saygılı olması gerekir. Her kim ki millete sırtını döner, millete rağmen yol yürümeye kalkarsa akıbeti hüsran olur. Millet kükrediği zaman onun önünde ne bentler durabilir ne de dağlar durabilir. Yeni Anayasa meselesi de milletimizin güçlü bir talebi haline dönüşmüştür. Bu toplantı artık meselenin göz ardı edilemeyecek, ertelenemeyecek, ötelenemeyecek, baştan savulamayacak bir seviyeye ulaştığını gösteriyor. Milletimiz sivil toplum kuruluşları aracılığıyla artık konuya el koymuştur. Bu tür toplantılarla, çalıştaylarla, arama konferanslarıyla tüm kesimleri içine alan ve tüm kesimlerin beklentilerini yansıtan yeni Anayasa süreci hızla olgunlaşacaktır" diye konuştu. 

           "BUGÜNE KADAR KURULAN ANAYASALARIN HEPSİ İTHALDİR"

   Yeni Anayasa'nın yerli ve milli olması gerektiğini belirten Erdoğan, "Bu mesele millidir. Bu mesele yerlidir. Milli olan her meselede cumhurbaşkanı olarak ben de varım. Bunu açıkça söylüyorum. Bugüne kadar kurulan Anayasaların hepsi ithaldir. Yerli değildir. İthal ürünlerle yönetildik. İthal mantıklar bize hakim oldu. Şimdi biz yerliye ve milliye dönmeliyiz" dedi. 

      "MECLİS'TE TEMSİL EDİLEN PARTİLERİN YENİ ANAYASA SÜRECİNE DAHİL OLMALARINI BEKLİYORUZ"

   Anayasa çalışmaları kapsamında 2011 seçimlerinin ardından ciddi adımlar atıldığını anımsatan Erdoğan, Anayasa Komisyonu'nun çalışmalarına değinerek konuşmasında şunları kaydetti: "Amacımız mümkün olan en geniş katılımlı Anayasa metninin ortaya çıkmasını sağlamaktı. Fakat diğer partiler Anayasa metni oluşturmak için değil adeta Anayasa metni oluşmasını engellemek gayesiyle hareket ettikleri için komisyonun çalışmaları akamete uğradı. Artık yapılması gereken yeni Anayasa çağrılarına kulak tıkayan, oyalayıcı, topu taca atıcı tavırlar yerine samimi şekilde tekliflerin ortaya konulmasıdır. Yeni Anayasa ne kadar geniş temsil kabiliyetine sahip bir yapı tarafından inşa edilirse uygulaması da o derece güçlü ve gerçekçi olur. Bunun için gerek Meclis'te temsil edilen partilerin gerekse farklı düşüncelere sahip kesimlerin sesi olan sivil toplum kuruluşlarının yeni Anayasa sürecine dahil olmalarını bekliyoruz"

           "ÇOĞUNLUKÇU DEĞİL, ÇOĞULCU ANLAYIŞLA YENİ ANAYASA'NIN HAZIRLANMASINI ARZU EDİYORUZ"

   Çoğulcu bir Anayasa'nın yapılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Çoğunlukçu değil, çoğulcu bir anlayışla yeni Anayasa'nın hazırlanmasını arzu ediyoruz. Anayasa metinleri bir toplum sözleşmesidir. Öyle de olmalıdır. Oysa bizdeki Anayasa metinleri dayatmadır. Darbe direktifleri olarak hazırlanmıştır. Gelin darbecilerin değil bu milletin, onun temsilcilerinin yaptığı bir Anayasa'yı bizden sonraki nesillere armağan edelim" dedi. 

            "YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARINDA TARTIŞILACAK HUSUSLARDAN BİRİ GÜÇLER AYRILIĞI"

   Kuvvetler ayrılığı ilkesinin yeni Anayasa'nın temelini oluşturacağını belirten Erdoğan, "Yeni Anayasa çalışmalarında üzerinde en çok tartışılacak hususlardan biri hiç şüphesiz güçler ayrılığı meselesi olacaktır. Yasama organı olan Meclis'in asli alanına yoğunlaşmasını sağlamalıyız. Hukukun üstünlüğü konusunda da hiçbirimizin itirazı olamaz. Kanunların üstünlüğü derseniz orada itiraz olur. Ama hukukun üstünlüğünde kimsenin itirazı olamaz. Yargı organlarıyla yasama ve yürütme arasında eskiden beri süregelen sıkıntıların temelinde mevcut Anayasa'nın güçlerin uyumunu değil çatışmasını esas alan anlayışı vardır. Yeni Anayasa'nın ruhu çatışma yerine uyum ve denge, birbirlerini yıpratma yerine birbirlerini destekleme mantığıyla oluşturulduğunda bu sıkıntı kendiliğinden ortadan kalkacaktır" açıklamasında bulundu. 

             "BAŞKANLIK SİSTEMİ DOĞRU TERCİH OLACAKSA KOMPLEKSE KAPILMADAN TARTIŞILMASI GEREKİR"

   Başkanlık sistemi vurgusu yapan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti: "Biz parlamenter sistemin ülkemizde miadını doldurduğuna inanıyoruz. Yeni Türkiye'nin inşası sürecinde yeni Anayasa'ya ve onunla birlikte hayata geçirilecek başkanlık sistemine ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Şu yanlışı peşinen düzeltmek istiyorum. Başkanlık sistemi Tayyip Erdoğan'ın kişisel meselesi değildir. Bu sistemi Cumhurbaşkanlığımda da konuştum. Başbakanlığımda da konuştum. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum zaman da konuştum. Buna yeni başlamadım. Biz dersimizi iyi çalışıyoruz. Benim bu konuyu gündeme getirmem Türkiye'nin hedeflerine ulaşabilmesi için böyle bir yönetim sistemine sahip olması gerektiğine olan samimi inancımdan kaynaklanıyor. Başkanlık sistemi tartışmasını asıl süzgecinden geçirmek yerine şahsıma indirgeyen, bu basitliğe düşen herkes ülkemizi ve milletimize karşı büyük bir vebalin içine girer. Konu şahıs değil, ülkenin geleceği meselesidir. Türkiye'nin geleceği için başkanlık sistemi doğru bir tercih olacaksa hiçbir komplekse, önyargıya kapılmadan bunun tartışılması ve hayata geçirilmesi gerekir"

         "HALKIMIZIN BAŞKANLIK SİSTEMİYLE İLGİLİ BİLGİLENDİRİLMESİ GEREKİYOR"

   Milletin başkanlık sistemi konusunda kitle iletişim araçları yoluyla bilgilendirilmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yapmamız gereken nedir? Halkımızın yeni Anayasa veya başkanlık sistemiyle ilgili daha da bilgilendirilmesi. Televizyonlarda, gazetelerde bunun anlatımı ve bu konuda milletimizin bir an önce bilgilendirilmesi büyük önem arz ediyor. STK'lar şu anda bu adımı atmış durumdalar. Bununla kalmayacak. Üniversitelerimizin başta hukuk fakülteleri olmak üzere uluslararası ilişkilerde, ekonomi, iktisat fakültelerinde bunlar artık tartışılır noktaya geldi. Oralarda da paneller, sempozyumlar başlıyor"

                       "YAPMAMIZ GEREKEN BAŞKANLIK SİSTEMİNE GEÇMEKTİR" 

   Yeni Anayasa'nın başkanlık sistemi anlayışıyla hazırlanması gerektiğine dikkat çeken Erdoğan, "İleriye doğru atılmış bu önemli ancak yarım kalan hamleyi tamamlayacak olan başkanlık sistemine geçmemizdir. Mevcut sistemimiz bir anormallik halidir. Hem seçilmiş başbakan hem seçilmiş cumhurbaşkanıyla bu sistemin yürümesi fevkalade güçtür. Hadi bugün biz aynı siyasi gelenekten gelen uzun yıllar mesai arkadaşlığı yapmış Cumhurbaşkanı ve Başbakan olarak uyum içinde çalışıyoruz ama aynı siyasi gelenekten gelmemiş bir cumhurbaşkanıyla ben çalıştım. Ne getirdiğini ne götürdüğünü ben biliyorum. Damdan düştüm, biliyorum. Aynısı yarın cumhurbaşkanı farklı başbakan farklı önceliklere sahip değişik siyasi anlayışlardan olursa bu iş nasıl yürüyecek? Yapmamız gereken bu kriz halinin ortaya çıkmasını beklemeden bugünden tedbiri almak, yarım kalan işi tamamlamaktır. Yani başkanlık sistemine geçmektir. Yeni Anayasa'nın bu anlayışla hazırlanması en doğrudur. Bu ihtiyacı tümden dışlayan bir yeni Anayasa sürecinin sakat doğacağı da açıktır" diye konuştu. 

                      "BENİM TEKLİFİM KARARIN MİLLETİMİZE BIRAKILMASI"

   Başkanlık sistemi konusunda kararın millete bırakılması gerektiğini savunan Erdoğan, "Benim teklifim kararın milletimize bırakılmasıdır. Hem parlamento bu noktada karar vermelidir ama parlamentonun kararı arkasından da millete gidilmelidir. Nihai kararı vekiller değil, asil olan millet vermelidir" dedi. 

                      "MEVZUAT AMCAYLA BU İŞİ YÜRÜTMEYE KALKSAYDIK YANMIŞTIK"

   Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizdeki mevcut sistem maalesef dalgalanmalara, istikrarsızlıklara, krizlere çok açıktır. Bunun bedelini fert fert ve toplum olarak ödüyoruz. Türkiye 2002 yılı Kasım ayından bugüne kadar geçen 13 yılda Cumhuriyet Dönemi'nin daha önceki 79 yılına denk hatta pek çok alanda onları katbekat aşan hizmetlere kavuşturmuştur. Burada kadronun çok büyük önem arz ettiğini de söylemem lazım. Eğer mevzuat amcayla bu işi yürütmeye kalksaydık biz yanmıştık. Onu kendimize uydurduğumuz için bu işi başardık. Onun bizi bağlayıcılığına evet demediğimiz için bu işi başardık. Bürokratik oligarşi gelir senin önüne mevzuatı koyar. Sen de bunun altından kalkamazsın"

               "KOALİSYON ZEMİNİ ORTAYA ÇIKTI, HER TARAF KAN GÖLÜNE DÖNDÜ"

7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri arasında yaşanan gelişmelere değinen Erdoğan, "7 Haziran ile 1 Kasım seçimleri arasında bu konuda bedelini hala ödediğimiz bir tereddüt yaşandı mı? Yaşandı. Her taraf kan gölüne döndü mü? Döndü. Niye? Hemen koalisyon zemini ortaya çıktı. Bunu fırsat bilen yamyamlar ülkemizi kan gölüne döndürdü. Başkanlık sistemi sağladığı mutlak istikrar ortamıyla Türkiye'yi bu tür sıkıntılardan koruyabilme özelliğine sahiptir. Onun sigorta sistemleri çok daha güçlüdür" ifadelerini kullandı. 

          "ÖZYÖNETİM ADI ALTINDA DEVLET KURMAYA ÇALIŞANLARIN DÜNYAYI BAŞLARINA YIKARIZ"

   Tek devlet vurgusu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'paralel yapı' ve 'özyönetim' tartışmalarına yönelik sözleriyse salondakiler tarafından ayakta alkışlandı. Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti: "Adı ve söylemi ne olursa olsun hiçbir devlet paralel devlet veya paralel yapı bunlara izin vermeyiz. Veremeyiz. Nasıl sözde cemaat adı altında devlet içinde bir paralel yapı oluşturmak isteyenlere dünyayı dar ediyorsak özerklik adı altında özyönetim adı altında devlet içinde devlet kurmaya çalışanların da dünyayı başlarına yıkarız. Bunun böyle bilinmesi lazım. Biz bu şekilde tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet derken meseleyi bölünme ve parçalanma edebiyatıyla ele alanlar açık söylüyorum kesinlikle art niyetlidir hatta bölücünün başta gidenidir"

Son Güncelleme: 28.01.2016 16:20
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.