Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, “Ordu’yu yönetmeye talip olanlar, geleceğin Ordusu için büyük hayaller kurmalı, büyük rüyalar görmelidir” dedi.
Yerel seçimler öncesi önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Yusuf Demir, seçimlerde seçilenler kadar seçenlerin de sorumlu olduğunun altını çizdi. Bu seçimlerde 21. yüzyıl belediyecilik anlayışının ön plana çıkacağına değinen Demir, “5393 sayılı Belediye Yasası’nın 3. maddesi belediyeleri, ‘Belde sakinlerinin mahalli-müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan kamu tüzel kişiliği’ olarak tanımlanmıştır. Bu tanıma uygun bir belediye başkan adayı, halkın ihtiyaçlarını tespitle işe başlamalıdır. Halkın ihtiyaçları listesine bakarak neleri yapabileceğini, neleri yapamayacağını önceden tespit etmelidir. Bilindiği gibi ihtiyaçlar sınırsız, imkanlar ise sınırlıdır. Halkın ihtiyaçlarını belirleme işi, bir vizyon(ufuk) işidir. Yerel yönetimde vizyon, ileriyi görme gücüdür. Bunu kendi memleketim olan Ordu ili ile örneklendirmek gerekirse, Ordu yeni büyükşehir olan bir ildir. Ordu ilimiz, coğrafi konumu itibariyle Orta Karadeniz’in, hatta iklimsel özellikleri nedeniyle de önümüzdeki 30 yıl içerisinde ülkemizin yıldızı olmaya aday bir ilimizdir. İller arası gelişmişlik sıralamasında Ordu ilini nasıl yükselen bir değer yapabiliriz sorusu bu dönemin yöneticilerinin sorumluluğundadır” diye konuştu.
“2014 seçimleri geleceğin ‘Ordu’sunun mimarisini şekillendirecek projelerin tartışıldığı bir zemine sahne olmalıdır” diye Prof. Dr, “Seçimlere 5 ay gibi kısa süre kalmıştır. Bu süreçte mümkün olabilse de hedefler bilimsel tartışmalarda ortaya konabilse. 30 yıl sonrasının Ordu’su, 50 yıl sonrasının hayal şehrini şimdiden tartışabilsek. Ordu’yu yönetmeye talip olanlar, geleceğin Ordusu için büyük hayaller kurmalı, büyük rüyalar görmelidir. Bu hayaller ve hedefler doğrultusunda projeler geliştirilmeli ve tartışılmalıdır. ‘Nasıl bir Ordu hayal ediyoruz?’ sorusuna, hem seçenler hem de seçilenler ciddi ve doğru cevaplar aramalıdır. Kentler toplumsal yaşam alanlarıdır. Bu alanlarda ikamet eden insanlar, hayatlarını idame ettirirken aynı zamanda hayat şartlarının da gelişmesini isterler. Daha iyi ekonomik sosyal, kültürel ve fiziki imkanlara sahip olmak isterler. İdeal kent, kentli haklarını koruyarak en iyi yaşam koşullarını sağlamaktır. İdeal kent, halkına iyi bir yaşam biçimi sunmaktır. Çalışana, ticaret yapana, eğitim görene dinlenmek, eğlenmek isteyene gereksinimlerini bir arada sunabilmektir” şeklinde konuştu.
Sağlıklı kentleşmenin farklı toplum kesimlerince farklı tanımlarının yapıldığını belirten Prof. Dr. Yusuf Demir, açıklamasını şöyle tamamladı: “Ancak bütün bu tanımları göz önünde bulundurursak, sağlıklı kentleşme, günün şartlarına uygun olarak şehirlerin planlanmasıdır. Kentler yaşanan birer organizma gibidirler. Kentler, sürekli değişen ve gelişen mekanlardır. Ordu da 50 yıl önce yapılan yapılar bugün demode olmuş, değerini yitirmiştir. Bu günün ve 50 yıl sonrasının ‘Ordu’sunu bu seçimler sonucunda planlamalı, sağlık bir kentleşme ve kent olgusunu bu günden kurmalıyız. Belediyeler klasik yönetim anlayışından uzaklaşmış, 21. yüzyıl vizyonuna uygun olarak sosyal kalkınmanın motoru haline dönüşmüştür.”